Rüzgarın Kardeşleri, bir çocuğun yuvadan düşen kolu kanadı kırık bir kartal yavrusuna sahip çıkmasını, onunla kendi yaralarını da sarmasını anlatıyor.

Rüzgarın Kardeşleri (Brothers of the Wind), aksiyon-macera, dram ve aile filmi olarak karşımıza çıkıyor. Bir saat 33 dakika boyunca, muhteşem doğa manzaralarına, küçük bir çocuğun yavru bir kartalı sevmesine, onun hayatta kalması için çabalamasına ve aralarındaki dostluğa şahit olacaksınız.

Annesini kaybetmiş yaralı bir çocuğun acılarını kim dindirebilir? Onu içten içe suçlayan babası mı? Oğlu, onunla iletişim kurmayı kesmiş halbuki. Elbette onun halinden anlayacak yaralı bir yürek gerek. Yuvasından atılmış, yaralı bir yavru kartal Habil, Lucas’a iyi bir yaren olabilir belki. Kendini küçük kartalın hayata tutunmasına adayan, ona hayatta kalmayı öğretmeye çabalayan Lucas, bu yolculukta kendi yaralarını da sararak iyileşiyor.

Rüzgarın Kardeşleri, filminin başrolünde Manuel Camacho , Jean Reno , Tobias Moretti var. Fransız aktör Jean Reno, sempatik ve yardımsever bir adam olarak karşımıza çıkıyor. 2015 yılında yayınlanan, Avusturya yapımı bu macera filminin yönetmenliğini; İspanyol yapımcı ve senarist olan Gerardo Olivares ve Otmar Penker üstleniyor.

Bilindik hikaye; Habil ile Kabil

İlk hikaye iki kardeşin arasına giren kıskançlık. Yumurtadan çıktıktan sonra aynı yuvayı paylaşan iki kardeş kartalın hikayesi de Hz. Adem’in oğulları Habil ile Kabil üzerinden anlatılıyor. İki yavru kartaldan biri olan Kabil, mutlak egemenlik için annesinin yemek getirmek için yuvadan uçtuğu bir sırada kardeşi Habil’i henüz uçma bilmezken yuvadan atıyor. Bir nevi ölüme mahkum ediyor. Gerçekte de “doğanın kanunu” güçlüden yana. Güçsüzlere yaşam hakkı tanınmıyor. Ancak yuvadan aşağı düşen ve kurda kuşa yem olacak yavru kartal Habil, Lucas adlı bir çocuk tarafından bulunuyor. İşte bu sayede işin rengi değişmeye başlıyor. Yüce dağlar üzerinde gezinen kartalların hikayesiyle birlikte karşımıza çıkan doğa manzaraları görsel bir şölen sunuyor. Aklımızın bir köşesinde yavru kartal Habil, diğer bir köşesinde babasıyla konuşmayı kesmiş, lâl kesilmiş çocuk Lucas.

Yavru kartalı sahiplenmek

Lucas, Habil’i olduğu yerden alarak aslında ona bir yaşam hakkı tanıyor. Kardeşinin vermediği yaşam hakkını ona vermek onun için de çok kolay olmayacak. Ne ile besleyecek onu? İlk önceleri sucuk ile besliyor ancak hikayenin anlatıcısı ona yol gösteriyor ve kartalı ciğer ile beslemesini söylüyor. Babasının kümesinden bir tavuk aldığı da oluyor. Solucan, balık, fare ve başka şeyler denediği de oluyor. Bir kartala uçmayı öğretmek, ona avlanmayı, kendini korumayı öğretmek ise sadece içgüdülerle olabilecek şeyler. Lucas, kartalı eğitmek için çok çabalıyor. Eğer onun yeteneklerini geliştirmesi için onu desteklemezse hayatta kalamayacağını biliyor. Diğer yanda Kabil’i görürüz. Annesinin himayesinde uçmayı ve avlanmayı öğrenir. Oraların hükümdarı gibi uçmaya başlamıştır bile.

Lucas, birçok şeyi deniyor Habil için ve bu sayede kendisinin yetersizlik duygularını da geride bırakıyor. Bir anne-babanın evladının üzerine titrediği gibi yavru kartalın gelişimiyle meşgul oluyor. Ona uçmayı ve avlanmayı öğretmeye çalışıyor. Kendi hayatını tehlikeye atacak kadar güveniyor ona. Habil, doğada tek başına yaşamayı öğrenirken çocuk da yaşadığı travmayı atlatıyor. İki sıkı dost oluyorlar onunla. Babası ise ayağı kurt kapanına takılan Lucas’ı kaybetmenin eşiğine gelince onu affediyor. Habil’i güzelce eğitebildiği için de gurur duyar onunla. Filmin fragmanını da şuraya bırakalım. Ailenizle birlikte izlemenizi tavsiye ederim.

Sitedeki diğer yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.