Kendi hayat sahamızın dışına çıkıp etrafımıza şöyle bir baktığımızda göreceğiz ki bizle beraber yaşam süren, hayat serüvenimizde bize eşlik eden birçok var olmuş insanlar, hayvanlar, bitkiler, eşyalar… Canlı cansız tüm yaratılmış varlıklar ile hayatımızı sürdürmekteyiz.

Zaman zaman bir şeylerin uzağında, hayatımızın dahi en kıyısında nefes almaya çalışırız. Gayri ihtiyari bir yalnızlık içerisine atarız kendimizi. Tabiri caiz ise kalabalıklar içerisinde yalnızlığımızla baş başa bırakırız bedenimizi de ruhumuzu da.. Bu bize bahşedilen hayat çizgimizin neresinde durduğumuza ve yaşam döngümüz içerisindeki olaylara hangi açıdan baktığımız ile ilgilidir. Hani hep duyarız; bardağın yarısı boş ise kalan diğer yarısı da doludur aslında. Lakin biz boş olan bardağın bizde bıraktığı hissiyata kendimizi öylesine kaptırıp gideriz ki dolu kısmını fark edemez hale geliriz. Oysa ki bizler kendi tabularımızdan, hayatımızın önüne Çin seddi gibi çektiğimiz yüksek yüksek duvarları topyekûn kaldırıversek.. Gözümüze çektiğimiz perdeyi, artık her doğan yeni gün gibi güzel olanı görmeye açsak hiç de fena olmaz diye düşünüyorum.

Bu yeni başlangıçta kendimize araladığımız hayat perdesinde, gelin sevdiklerimizle hemhal olacağımız hoş sohbetlerle gönül bağı kuracağımız, gönüller fethedeceğimiz sahnelerimiz olsun. Ailemizle arkadaşlarımızla, hayatımızda ki varlığından hoşnut olduğumuz her şeyle hayatı doyasıya yaşayalım. Peki bunu nasıl yapalım?

Doğal yaşam döngüsü

Kendimizi doğal yaşam döngüsü içerisinde, kendi özgürlüğümüz çerçevesinde, doğal ve yapay tüm kaynaklardan faydalanarak aynı zamanda da bu kaynakları kaynağında koruyarak harekete geçelim.

Doğal yaşam sınırlarımızın esnekliğini de kullanarak hayatımıza yön verirken gelin günlük ritüellerimizden kurtulalım ve evrenin bize sunmuş olduğu güzellikleri en güzel şekilde değerlendirelim.

Doğal yaşam nedir?

Doğal yaşam denildiği zaman; canlı cansız tüm varlıkların bir arada yahut kendi habitatlarında yaşamlarını sürdürmeleri akıllara gelmektedir. Bireysel olarak baktığımızda insanlarda doğal yaşamın, doğal ortamlarda zaman geçirmenin çeşitli etkileri de bulunmaktadır. Ruhsal bedensel zihinsel etkilerin son derece olumlu yönde etkilediğini deneyimleyerek de görebiliriz. Sağlıklı bir çevre nasıl ki sağlıklı bir yaşama olanak sunuyor ise sağlıklı bireylerde sağlıklı, yaşanabilir, varlığı sürdürülebilir çevreler ve doğal yaşam alanlarını ortaya çıkarabilir, korunarak kullanılmasına katkı sunabilirler.

Şehrin gürültüsünden yorulunca doğaya kaçın!

Hepimiz zaman zaman şehrin gürültüsünden, yorucu geçen mesai saatlerinden, çevresel sorunlardan vb. birçok etkenlerden yoğun stres altına giriyor ve kendimizi ruhen ve bedenen bitkin hissedebiliyoruz. Bu gibi durumlarda en etkili faaliyetlerden biride kendimizi doğaya bırakmak olabilir. Bunu bir sahil kenarında oturup kitap okuyarak yahut orman duşu yaparak kendimizi rahatlatabilir, kaliteli vakit geçirerek enerjimizi depolayabiliriz.

Doğal yaşama yolculuğumuz Uzungöl ile başlıyor

Yazılarımda dünyadan, özellikle de batısından doğusuna çeşitli doğal güzellikler barındıran ülkemizin doğal yaşam alanlarını ele alacağım. Gelin hep birlikte inceleyelim. Bugün, Trabzon’daki doğal güzelliği ile bizleri karşılayan Uzungöl’ü tanıyalım.

Uzungöl, Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde bulunan Trabzon şehrinin, Çaykara İlçesine bağlı bir turizm beldesidir. Trabzon’a 99 km, Rize’ye ise 71 km mesafede, deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, “Uzungöl” olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. Özellikle yakınındaki “Şerah” köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evleri, doğanın güzelliğini tamamlar özelliktedir.

Uzungöl tarihi dokusu, kültürü ve coğrafi özellikleri açısından birçok zenginliği içinde barındıran bir bölge olmuştur. Dünya’nın en önemli biyolojik çeşitliliğine sahip olan Karadeniz ve Hazar Denize uzanan Kafkas Ekolojik Bölgesi içerisinde bulunan Uzungöl, eşsiz orman, yüksek dağ ve akarsu ekosistemlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Uzungöl Türkiye’nin yağmur ormanlarının bulunduğu, Soğanlı ve Kaçkar Sıradağları’nın birleşim yerinde bulunmaktadır. Bu bölge aynı zamanda yerkürenin ılıman bölgede bulunan en yaşlı ormanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bol yağış ve nisbi ılıman iklimi sayesinde yılın her mevsiminde yeşildir. Demirkapı ve Soğanlı dağlarında tespit edilmiş 60’tan fazla endemik bitki türü bulunmaktadır.

Uzungöl, yabanıl hayvan hayatı açısından da zengin bir çevre içerir.

Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde toplam 59 adet memeli ve 250 adet kuş türü tespit edilmiştir. Burada memeli hayvanlardan, Boz ayı, Karaca, Kurt, Çakal, Tilki, Yaban domuzu, Vaşak, Porsuk, Sansar, Su samuru, Çengel boynuzlu dağ keçisi, Yaban keçisi vb türler bulunmaktadır. Özel Çevre Koruma Bölgesinin bitkisel biyolojik çeşitliliğin saptanması amacına yönelik bölgede yapılan çalışmalarla, alanın flora ve vejetasyonu belirlenmiş olup, alanda 125 alttür, 68 varyete olmak üzere 311 cinse ait toplam 658 adet bitki taksonu tespit edilmiştir. Uzungöl bölgesinde ikisi kuyruklu kurbağa olmak üzere toplam sekiz farklı amfibi türünün yaşadığı saptanmıştır.

Uzungöl; Doğal Sit Alanı, Özel Koruma Çevresi ve Tabiat Parkı gibi koruma statülerine sahiptir.

Beldeye hava yolu ulaşımını Trabzon Hava Limanı karşılamaktadır. Kara yoluyla gelmek için ise Türkiye’nin her ilinde bulunan şehirler arası otobüs terminallerinden Trabzon veya Rize’ye olan seferleri ile sağlayabilirsiniz. Bu şehirlerden herhangi birine geldiğinizde toplu taşıma araçlarıyla Uzungöl’e ulaşmanız mümkün. Özellikle yaz aylarında turizminde hareketlenmesi ile ulaşım seçenekleri de artmaktadır.

Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu bölgenin bu denli ilgi görmesinin başlıca nedenleri ise, muhteşem doğal güzelliği ile şehir hayatından uzak, doğaya duyulan özlemin, doğanın insana verdiği huzurun tam manasıyla hissedildiği bir yer olmasıdır.

Trekking, kuş gözlem ve botanik amaçlı turlar düzenlenmektedir

Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Uzungöl, sahip olduğu turistik potansiyeli bakımından çok zengindir. Çevrede trekking, kuş gözlem, botanik amaçlı turların yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya yakınlardaki Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi diğer yaylalara geziler düzenleme olanağı vardır.

Uzungöl, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir

Gölün su sathı, mevsiminde gelen su miktarı ile bağımlı olarak cüzi farklılıklar gösterir ise de genelde boyu 1000 metre, eni 500 metre, derinliği ise 15 metre civarındadır. Gölde alabalık yaşamaktadır. Belediye tarafından hazırlanmış 1/ 2000 uygulama imar planı bulunduğu ifade edilen yerleşmede; geleneksel ahşap yayla yapılarının kuzeybatı yönündeki çayırlık yamaçlardaki konumundan, beton yapılarının kuzeybatı yönündeki çayırlık yamaçlardaki konumundan beton yapılar şeklinde göl kıyısına inmekte olduğu müşahede edilmiştir. Turizm merkezi olarak belirlenen alanın ilgi odağı olan göl çevresinde topografya, yerleşme alanını sınırlamaktadır.

Bu nedenle kuzeybatıda belirlenen turizm yerleşme alanları ise kot farkı nedeniyle daha düşük rakımlarda kalmaktadır. Bu alanlarda yer alması düşünülen konaklama tesislerinin göl ve civarını günübirlik aktiviteler için yoğun şekilde kullanmak isteyecekleri muhakkaktır. Bu durumda, Turizm merkezi olarak gelişmesinin sağlıklı ve başarılı olabilmesi için göl çevresindeki yapılaşmanın kesinlikle kontrol altında tutulması gerekmektedir. Gölün Çaykara yönünden girişi bugünden büyük yapılarla (cami ve okul) kapatılmış durumdadır. Güneydoğuda yer alanda ise yapılaşma hızla artmaktadır.

Halen gölün güneyinde, Haldizen deresi yanında yer alan özel sektör tarafından yapılmış bulunan 52 yatak kapasiteli ahşap bungalovlardan oluşan tesis başarılı bir uygulama olarak dikkat çekmektedir. Güneye doğru uzayıp giden Haldizen deresi vadisi büyük doğa zenginliklerine sahiptir. Uzungöl’e yaklaşık 10 ile 20 km mesafede dağların yüksekliklerinde yer alan 10′ kadar ufak göl yöredeki aktivite zenginliğini arttırmaktadır. Uzungöl’e bugün bile yabancı gruplar gelerek mevcut tesiste konaklamakta ve güneydeki göllere doğa içinde yürüyüşler yapılmaktadır.

Gelecek yazımızda bir başka doğal yaşam alanımızla burada olacağız, görüşmek üzere…