Prens ve prenses çocuklar

Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Türk aile yapısında sıklıkla karşılaşılan bir durum; ebeveynlerin çocuklarına birer prens ve prensesmiş gibi davranması. Bazı anne babalarımız “çocuklarının iyiliği için” onların yerine tüm görev ve sorumlulukları üstleniyorlar.

Kimileri gerçekten çocuklarına fayda sağladığını zannettikleri için bunu yapıyor. Kimileri de -burada özellikle anneleri kastetmek zorundayım- çok mükemmeliyetçi bir yapıda oldukları için çocukların yaptıklarından tatmin olmayıp çocuklarına dair aklınıza gelebilecek her şeyi kendileri yapıyorlar. Bu durumda da çocuklar adeta birer prens ve prenses olarak yetişiyorlar.

Çocuklara destek olmak isterken onlara zarar vermeyelim

Fakat bu tutum ne yazık ki doğru bildiğimiz büyük bir yanlış. Doğru bildiğimiz ifadesiyle anlatmak istediğim şu; anne babalar her konuda ve her koşulda çocuklarına destek olmak niyetiyle bir yola çıkıyorlar ve bu yolun doğru olduğuna inanıyorlar. Buraya kadar hiçbir problem yok fakat yolun sonunda anne ve babaları, bazen çocuklarının yapmaları gereken ödevleri yaparken bazen de hafif bile olsa onların sırt çantalarını taşırken buluyoruz. Ki bunlar sadece çok masum ve zararsız örneklerden bazıları. İnanın bana söz konusu mesele bu örneklerden çok daha ciddi. İşte bu yüzden doğru bildikleri yol yanlışa sapıyor. Ben de bu yanlışla ilgili farkındalık oluşturmak adına yazıyorum.

Tek başına çikolatasını yiyemeyen çocuklar

Şunu belirtmek isterim ki anne babaların çocuklarının hayatlarını kolaylaştırmak istemesi elbette kabul edilebilir bir durum fakat bunu yaparken sınırları aşmamaya özen göstermelisiniz.

Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Lisedeyken değerli bir öğretmenimden dinlediğim yaşanmış bir hikaye vardı belki sizin de aşina olduğunuz bir hikayedir. Sınırları aşmak demişken konuyla ilgisi olduğu için hatırlatmak isterim. Öğretmen yaş grubu çok da küçük olmayan öğrencilerine bir derste ödül olarak çikolata hediye ediyor. Tüm öğrenciler çikolataları yiyorlar ama bir öğrencinin yemediğini görüyor. Peki neden paketini açamadığı için mi? Tıpkı bizim gibi öğretmen de önce paketi açamadığını zannediyor ve paketini açıp öğrenciye veriyor. Öğrenci buna rağmen hala yemiyor. Sebebi sonradan anlaşıldığında öğretmen hayrete düşüyor. Öğrenciye annesi o zamana kadar çikolatayı bile kesip küçük parçalar halinde vermeyi tercih etmiş. Bu yüzden çocuk bırakın paketi açabilmeyi çikolatayı ısırarak yemeyi bile öğrenememiş.

Tıpkı bu örnekte olduğu gibi çocuklarınızın hayatlarını kolaylaştırmak adına yaptığınız bazı yönlendirmeler onların hayatını giderek zorlaştırıyor bile olabilir. Bu yüzden izin verin çikolatalarını kendileri yesinler. Sizin üzerinize düşen yalnızca çikolatayı satın almakken paketini açıp küçük dilimler halinde kesip dilimleri kendiniz yedirmeye çalışmayın. Bırakın bağcıklarını kendileri bağlasınlar. Sizin birkaç saniyede yaptığınız bu işlem onların belki de on dakikasını alabilir, mükemmel bir bağ olmayabilir, çözülebilir ve hatta ona takılıp düşebilirler de. Ama her geçen gün daha güzel ve daha hızlı bağlamayı öğreneceklerdir. Ve hatta bu sayede düşmeyi, düştüğünde kalkabilmeyi de öğrenmiş olacaklardır.

Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Fakat bunları öğrenebilmeleri için sadece onların değil sizlerin de sabretmeye ihtiyacı var. Bırakın dökerek bile olsa kendileri yemek yesinler, kaşıklarını onlar yerine siz tutmayın. Okul çantaları ağır değilken bile taşımaktan vazgeçin.

Çantasını hafifletmek için içerisindeki birkaç kitabı almanız yeterli olacaktır. Ödevlerine yardım etmek için başlamışken günün sonunda bütün ödevi siz yapmış olmayın. Onların yapabilecekleri ama yalnızca biraz zaman ve alıştırma isteyen tüm alışkanlıkları siz yapar hale gelmeyin.

Çocukların güvenini zedelemeyin

Aksi takdirde beslenme saatlerinde kaşıklarını tutmak için koşarak okula gitmek, okuldayken her tuvalete girmek istediğinde düğmesini çözebilmek için okul bahçelerinde beklemek, bağcıklarını bağlamaktan sıkıldığınız için bağcıksız ayakkabılar almak zorunda kalırsınız. Ayrıca çocuklarınız için ya da çocuklarınız yerine yaptığınız her eylem onların kendilerine olan güvenlerini zedeleyebilir, kendilerini işe yaramaz ve yetersiz hissetmelerine sebep olabilir. Bu durum uzun vadede onun hayatında ve hatta sizin hayatınızda da çok ciddi sorunlara neden olabilir.

Çocuklar neden ekmek almaya gitmek istemiyor?

Bütün ihtiyaçları -elbette temel ihtiyaçlardan söz etmiyorum- anne ya da babası tarafından bir şekilde karşılanmış olan çocuklar bir müddet sonra hiçbir konuda sorumluluk almak istemeyeceklerdir. Okulda, arkadaş çevresinde ya da aile içerisindeki yaşamında kendilerine verilen en ufak bir görevi bile yerine getirmekten şikayet edeceklerdir. İşte tüm bunlar sebebiyle markete ekmek almaya bile gitmekten sürekli kaçınan çocuklarımızın bu davranışları ne yazık ki bir tesadüf değildir. Hayatının her anında görev ve sorumluluklardan kaçmak gibi bir tutum sergileyen prens ve prenseslerimizin hikayelerinin temelinde kendi anne babalarının ne yazık ki iyi niyetli çeşitli davranışları vardır.

Sorumluluk almaktan kaçınan çocuklar yetiştirmeyin

Sevgili anne babalar, çocuklarınızın hayatlarını kolaylaştırmak isterken farkında olmadan günlük hayat becerilerini bile öğrenmeye fırsatı olmamış, yetişkinlik çağında hala özgüven problemi yaşayan ve sorumluluk almaktan kaçınan çocuklar yetiştirmek istemezsiniz değil mi? Elbette her çocuk biriciktir fakat hiçbiri de birer prens ya da prenses değiller. Sizler de onların hizmetçileri ya da bakıcıları değilsiniz yalnızca anne babalarısınız.

Biz saraylardan apayrı şartların olduğu birçok engeli tek başlarına aşmaları gereken zorlu, tozlu yollardan geçecekleri bir dünya için yetiştiriyoruz çocuklarımızı. Bunu kendinize sık sık hatırlatmanızı diliyorum.

Geçen hafta pandemi döneminde ruh sağlığını korumaktan ve psikolojik sağlamlık kavramından bahsettiğim yazımı hâlâ okumadıysanız üzerindeki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Şevval Babuccu

Şevval Babuccu, Lisans eğitimini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde tamamladı. Çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde deneme yazıları yazmakta ve Engelsiz Dershane'nin görme yetersizliği olan öğrencilerine gönüllü okutmanlık yapmaktadır.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

4 Responses

  1. Rümeysa dedi ki:

    Günümüz ebeveyn ve ebeveyn adaylarının düşünce yapısında alışılmış fakat değişmesi gereken tutumlar tasvirler ve çizimlerle desteklenerek çok güzel bir şekilde sunulmuş kaleminize sağlık

  2. Nurgülyıldız dedi ki:

    İlk okuduğumda birden bire kendlmde kesitler bulduğum sonrasında yanıldığımı anladığım hayatın gerçeklerini yansıtan bir yazi olmus .Teşekkurler

  3. Dr. Tufanoğlu dedi ki:

    Gayet güzel bilgilendirici bir yazı olmuş emeğinize sağlık.

  4. Betül Çiner dedi ki:

    Merhamet ediyor sevkatli davraniyoruz zannederken hayata güvensiz nesiller yetistiriyor olabiliriz😔Yazınız günümüze ilaç gibi geldi..Kaleminize, emeğinize sağlik..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir