Bağlanma süreciniz nasıldır? Eşinizi nefes alamayacağı şekilde bunaltır mısınız? Ya da arkadaşlarınızla yakın ilişki sürecini devam ettirmekte zorlanıyor musunuz? Kimilerimiz romantik ilişkilerini kolayca yürütebilirken kimilerimiz bu düşünceden bile rahatsız olabiliyor. Romantik ilişkilerde ve sosyal ilişkilerde yaşanılan bu zorlanmalar bağlanma stilinizden kaynaklanıyor olabilir.

İlişkilerimizin Kaynağı Bağlanma

Bağlanma Kuramının öncüleri John Bowlby ve Mary Ainsworth yapmış oldukları bilimsel çalışmalarda bebekler ile onlara bakım veren kişiler arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Bu araştırmalardan ortaya çıkan sonuç, yaşamın ilk yıllarında temel bakım veren ile kurulan ilişkinin ileriki yaşlara etki edeceği yönündedir. Bu sonucu destekleyen birçok araştırma da mevcuttur.

Bağlanma stilinizi öğrenmeniz sağlıklı ilişkiler kurabilmeniz için gereklidir. Romantik ilişkilerinizi, arkadaşlık ilişkilerinizi, sosyal ilişkilerinizi hatta dünya ile ilişkinizi hatırı sayılır ölçüde etkilemektedir. Bakım verenle kurulan bağ gelecekteki bütün ilişkilerde tekrar eder. Bununla birlikte romantik ilişkilerde bağlanma stili ile ilgili sorunlar daha yoğun yaşanır ve belirginleşir.

Bowlby bağlanma stillerini üçe ayırmıştır. Bunlar:

1- Kaygılı Bağlanma

Kaygılı bağlanan kişilerin ebeveynleri çocuklarının ihtiyaçlarının karşılanması konusunda tutarsızdır. Kaygılı bağlananlar yakınlık ihtiyacı duyarlar fakat gösterilen ilgi onlara hiçbir zaman tatmin edici gelmez. Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler partnerlerinin kendilerini sevmeyi bırakacaklarından korkarlar. Sık sık sevilip sevilmediklerini sorgularlar. Reddedilmeye karşı oldukça duyarlıdırlar. Hayatlarının tek odağı ilişkileridir ve tüm enerjilerini ilişkilerine harcarlar. Özgüvenleri düşüktür. Kendilerini sevilmeye layık bulmazlar. Sevilme açlığı partnerlerinin uzaklaşmasına sebep olur. Partnerleri mesafeli davrandıklarında hatayı kendilerinde bulurlar. Bir tartışma anında sorunu sakince çözmek yerine ani kararlar alabilirler ve pişman olabilecekleri davranışlara girişebilirler.

2-Kaçınan Bağlanma

Bebekliklerinde ihtiyaçları zamanında karşılanmamıştır. Ebeveynleri uzak ve soğuktur. Bundan dolayı kimseye bağlanmaya ihtiyaçlarının olmadığını düşünürler. Yakınlığı özgürlüğü kaybetmeyle eşdeğer tutarlar. Partnerlerinin duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermekte zorlanırlar. Derin ilişki sürdürmek yerine duygularını yüzeysel yaşarlar. İlişkide yoğun hislerin varlığı uzaklaşmalarına sebep olur. Duygusal gelgitler yaşarlar. Öz eleştiriye yatkın değillerdir.

3-Güvenli Bağlanma

Bebeklik döneminde bakım veren tarafından fiziksel ve duygusal ihtiyaçları karşılanmıştır. Sosyal ilişkileri kuvvetlidir ve kurdukları ilişkilerden genellikle memnundurlar. Yakın sosyal ilişkilerden mutluluk duyarlar. Duygularını rahatlıkla ifade edebilirler. Daha uzun ve güven temelli romantik ilişkiler yaşarlar. İlişkileri ayrılıkla sonuçlandığında zorlayıcı duygular yaşayabilirler; fakat toparlarlar.

Kaygılı Bağlanma Stiline Sahipseniz

• Bağlanma stilinizde problem yaşadığınız durumlara odaklanın.
• Kaçınan bağlanma stiline sahip kişilerden duygusal anlamda uzak durun.
• Güvenli bağlanma stiline sahip bir partner ile evlilik yapmanız sağlıklı ilişkinin ilk adımıdır.
• Duygularınıza odaklanın ve hangi durum karşısında ne hissettiğinizi tespit edin.
• Duygusal ihtiyaçlarınızı açık bir dille ifade edin.
• Gerekli analizler için profesyonel destek alabilirsiniz.

Kaçınan Bağlanma Stiline Sahipseniz

• Bağlanma stilinizde sorun olan davranışlarınıza odaklanın.
• Partnerinizden uzaklaşma eğilimi yaşadığınız durumları tespit edin.
• Bağlanma stilinizin kökenine yani çocukluğunuza dikkat edin.
• Bağlanma stilinizin güvenli hale dönüştürmek için profesyonel destek alın.

Güvenli Bağlanma İçin Öneriler

• Bağlanma stilinizi fark edin. Farkındalığınız değişimin ilk adımıdır.
• Hissettiklerinize odaklanın.
• İrrasyonel düşüncelerinizi tespit edin, değiştirmek için çabalayın.

Bebeklik dönemi bakım verme sürecinde genellikle anneler aktif rol oynadığı için bağlanma stillerinin oluşumunda anneler daha etkindir diyebiliriz. Bununla birlikte annelerine güven duymayan çocukların kendilerine de güvenemediğini ya da annelerini sevemeyen çocukların kendilerini de sevemediğini unutmamak gerekir. John Bowbly’nin dediği gibi;

“Anneye iletilemeyenler benliğe iletilemez.”

Diğer yazılarıma burayı tıklayarak ulaşabilir, değerli yorumlarınızı yazının altına bırakabilirsiniz.