Mevsimler ve Bitkilerde “Cemre”

Mevsimler ve Bitkilerde Cemre
Fotoğraf: Hanım Çakır

Baharın gelişine öncülük eden, doğayı uykusundan uyandırıp renk cümbüşüne hazırlayan cemreyi tanıyalım.

İnsanoğlu tabiatta yaşayan bir varlık olarak, şüphesiz yakın çevresi ve çevresindeki tabiat olaylarıyla ilgilenmiş, çoğu zaman da bunların etkisinde kalmış ve bunu çeşitli yollarla tasvir etme yoluna gitmiştir. Bu tasvir edilen unsurlardan biri de cemredir.

Yazıp çizmedikçe zayıflıyor kalem. Tek kelime dahi yeterli olurken izaha, ekleniyor birkaç kelime daha cümlenin sonuna. Soğuyor velhasıl kelimenin tesiri. Nasıl ki bardaktaki çay bekleye bekleye soğur, açığa çıkarmadığımız, benliğimizde gizlediğimiz kelimeler zamanında sözcüklere eklenip mısralara dizilmeyince hem manayı sırrı kayboluyor, hem de artık lüzumu olmuyor. Vaktinden evvel çiçeklerini açan bir meyve ağacı bir doluya tutulduğunda daha tohuma dönmeden çiçeği toprağa düşer, düşer de meyvesiz kalır o yaza. Vaktinden nice sonra açan bir başka meyve ağacı yahut bir çiçeği de kavurucu güneş yakıverir de yine dalında ne meyve olur ne de bir gonca çiçek… Diyeceğim o ki her şey vaktinde güzel.

Mevsimler ve Bitkilerde Cemre
Fotoğraf: Hanım Çakır

Vakit de demişken gelmekte özlediğimiz o sıcak günler. Güneş bulutların arasından ışıltısıyla göz almaya başladı çoktan. Aydınlık bir gökyüzü yaklaşmakta olan baharın habercisi oldu ve ilk cemre havaya düştü. Uykuda olan doğa şimdi son demlerinde. Ve akabinde suya da düşen cemre doğanın yavaş yavaş kımıldamaya başlamasına vesile olmakta. Son olarak da Mart ayının ilk haftasında ve bugün toprağa düşen cemre, sokaklarda koşuşan, oyunlar oynayan çocuk seslerini, renk renk açmaya hazırlanan bitkilerin güzelliklerini de akıllara düşürmekte.

Önce hava ısındı sonra su şimdi de toprak ısınmaya başlıyor. İşte bahar geldi geliyor. Baharın gelişine öncülük eden, doğayı uykusundan uyandırıp renk cümbüşüne hazırlayan cemreyi tanıyalım.

Doğanın yenilenmesi, insanlar tarafından çeşitli uygulamalarla taklit edilir. Bu, bir bakıma doğanın taklidiyle bireysel ve toplumsal yaşam için fayda sağlama çabasıdır. Anadolu’da ve Türk dünyasında, bu türden pek çok uygulama bulunmaktadır. Pek çok kültürde yaratılış ve yenilenme mitlerinin asıl dinamikleri olan, “ateş, su, toprak ve rüzgâr”, Nevruz türünden pek çok bahar kutlamasının da temelini meydana getirmektedir. Ancak bu doğal yenilenme, insanoğlu tarafından en açık ve etkin bir şekilde toprakta gözlenmektedir.

Mevsimler ve Bitkilerde Cemre
Fotoğraf: Hanım Çakır

Gerçekte topraktaki yenilenme, diğer dinamiklerdeki yenilenmenin, değişimin, dönüşümün eseridir. Ancak insanoğlu, yenilenmenin son aşamasını oluşturan topraktaki yenilenme (yeşerme, göğerme) sayesinde bolluk ve bereketin ortaya çıktığına inanır. Asıl olan sonuçtur, diğer dinamiklerdeki yenilenmenin de içinde olduğu süreç değildir.

Burada Anadolu’daki “Cemrelerin Düşmesi” pratiğinde bu dönüşümün süreç olarak algılandığını belirtmekte yarar vardır. Önce havaya, sonra su ve toprağa düşen cemreler, doğadaki dönüşümün bütüncül olarak algılandığının kanıtıdır.

ÖZDEMiR, Nebi (2006), “Yeni/lenmek ve Nevruz” Ankara.

Cemre, bir enerjidir. Şubat’ın 21. günü havaya; Şubat’ın 28. günü suya ve Mart’ın 7.günü de toprağa düşer. Birinci Cemre, İkinci Cemre ve Üçüncü Cemre diye bilinir. Takvimlere de böyle yazar. Cemreler düşünce, kışın meşakkatinden bıkmış olan gergin yorgun ifadeler taşıyan insanların yüzleri yerini umutlu bir tebessüme bırakır. İnsanları, baharın geliyor olması beraberinde yeni güzelliklerin de geleceğine dair bir ümit kaplar.

Lale Devri şairi Nedim der ki:

Cemreler her sene ta birbirinin ardınca
Nevbahar erdiği müjdeyle gülistana gelir
( Cemreler, her sene peş peşe ilkbaharın
Geldiğini müjdelemek için gül bahçesine gelir )

Nedim

Cemre Düşmesi Nedir?

Mevsimler ve Bitkilerde Cemre
Fotoğraf: Hanım Çakır

Arapça kökenli bir kelime olan “cemre”, “kor, ateş” manasına geldiğinden bir kor ateşin sıcaklığının (yani baharın gelişiyle birlikte dünyaya daha kuvvetli gelen güneş ışınlarının) hava, su ve toprağa etki etmesiyle ısınmanın gerçekleşmesi kastedilir. Bu etki için “düşmek” fiili kullanılagelmiştir. Dolayısıyla “Cemre düştü mü?”, “Cemre düştü!” gibi benzetmeler halkımız arasında yaygındır. Cemrelerin sona erip toprağın canlanmaya başlaması bir bahar bayramı olarak kutlanmıştır.

Halk arasında cemre düşmesiyle birlikte Hıdırellez ve nevruz kutlamaları başlamaktadır. Cemre düşmesi Türk kültüründe de önemli bir yere sahiptir. Kültür ve edebiyat alanında kendine yer bulmuştur. Osmanlı zamanında Divan şairleri cemre zamanlarında önemli kişilere övgü şiirleri yazarlardı. Bu şiirlere ‘cemreviyye’ denilmektedir. Bu şiirlerde cemre ile aşk, âşık veya şiirin arz edildiği kişi arasında bağlantı kurulurdu. Bunlardan 1650-1712 arasında yaşamış olan Bosnalı şair Sâbit’in, Şeyhülislâm Ali Efendi’ye takdim eylediği cemreviyye pek meşhurdur. Bu şiirden iki beyit şöyledir:

Cemre ile hâbgâhına ateş bırakdı gül,
Bülbül döne döne ocağında kebâb olur.

Âlem ısındı cemreyle zira merâhimi,
Eltâf-ı kutb-i âlem gibi bîhisâb olur.

( Gül, cemreyle yatak odasına ateş düşürdü
Bülbül evinde yanar, kebap olur.

Herkesin kanı cemreyle ısındı
Zira onun iyilikleri, zamanın evliyası gibi hesapsız olur )

Bosnalı şair Sâbit. ERKAL, Abdulkadir (2014), “Divan Şiirinde Cemre ve Bosnalı Sabit’in Cemreviyye’si” Artvin.

Anadolu’da yaygın olarak kullanılan geleneksel halk takviminde yıl, ”kasım günleri” ve ”Hızır günleri” olarak kış ve yaz diye ikiye bölünüyor. Kasım günleri, miladi takvime göre 8 Kasım’da başlıyor ve 179 gün sonra 5 Mayıs’ta sona eriyor. Kasım günleri, 4 yılda bir şubat ayı 29 çektiği zaman 180 gün oluyor. Hızır günleri ise 6 Mayıs’ta başlıyor ve 7 Kasım’a kadar 186 gün sürüyor. Cemrelerin düşmesi, Kasım günlerinden Hızır günlerine, başka bir ifadeyle kıştan bahara geçişin sembolleri olarak gösteriliyor.

Halkın tecrübe ve yaşanmışlıklarıyla desteklenen, gözlemlerine dayanan günlerin pek çoğunun bilimsel hava durumu verileriyle de denklik gösterdiğini belirten Abdulkadir Emeksiz bir açıklamasında Cemre’nin anlamını şöyle ifade etmiştir:

“kor, yanmış kömür parçası, kıvılcım, yükselen ateş, köz”

Profesöre göre; “Cemreler düştükten sonra sıcaklık düşüşleri yaşansa da bilimsel olarak yapılan ölçümlerde görüldüğü üzere, sıcaklık genelde cemrelerden önceki değerlerin altına inmemektedir. Cemrelerin düştüğü ifade edilen günlerin sıcaklık değerleri ölçümlerine bakılacak olursa bir, iki günlük farklarla cemrenin düştüğü tarihlerde belirgin bir ısınma tespit edilmektedir. Cemrelerin düşmesinin ardından belli dönemlerde sıcaklık düşüşleri yaşansa da bu düşüşler genellikle cemrelerin düşmesinden önceki değerlere inmez.”

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Türk Halk Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aldulkadir Emeksiz.

Doğa olayı olarak görülen Cemre’yi kısaca şöyle açıklayabiliriz; güneşin sıcaklığının havaya, suya ve toprağa işte bu üç şeye sinmesidir. Güneş zemherinin zehrini alır, soğuğun şiddetini azaltır. Cemrenin düşmesi demek, güneşin suyun buharını, havanın şiddetini ve toprağın buğusunu alması demektir. Cemre düştükten sonra toprağın donu çözülür, bitkiler kök salmaya başlar. Doğaya cemrenin düşmesi, baharla beraber bolluk ve bereketin de geleceğinin işaretidir.

Doğaya gelen bolluk bereketin siz değerli okurlarımın da hayatlarına değmesini ve ruhunuza dokunan güzel bir bahar olması temennisiyle…

Sevgiyle kalın…

Hanım Çakır

Hanım Çakır, 1993 yılında Karabük’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 2011‘de Fatih Sultan Mehmet Lisesi’nden mezun oldu. 2013 - 2015’te İstanbul Aydın Üniversitesi MYO’da Peyzaj ve Süsbitkileri Programını bitirdi. 2017 - 2020 yıllarında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünü bitirdi. Hayata bakış açısı “İnsan kendine yenilmez ise başka kimseye yenilmez, inanırsan başarırsın“ düsturunda, munis bir beşer.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

4 Responses

  1. Melek dedi ki:

    Yazınızı okuyunca Bize de gelsin cemre güzel günlerin gelişini müjdelesin :)) dedim 💐

  2. Gönüldağı dedi ki:

    Yazdıklarınızı okuyunca o cemreler ruhuma düştü sanki…. Emeğinize sağlık. Yeni yazılarınızı dört gözle 🤓 bekliyoruz..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir