Haydi hedefe!

Haydi hedefe
Haydi hedefe Fotoğraf: Annie Spratt on Unsplash

Herkes kafasında hedefini belirlemiş hayat gailesi içinde geçiriyor günlerini. “Herkes mi, hayır benim bir hedefim yok ki diyeniniz” olacaktır değil mi?

En büyük problem; hedef belirleyememek

Benim öğrencilerimle olan seanslarımda sık karşılaştığım bir problemdi bu. Hedef belirleyememek. Peki, ama neden? Neden hedef belirleyemiyoruz çünkü Kendimizi tam anlamıyla tanımıyoruz. İsteklerimizi, hayallerimizi, hayattan beklentimizi kafamızda oturtamamış durumdayız. Bu sebepten ki belli bir hedefimiz yok dolayısıyla çalışmak için bir sebebimiz de yok.

Sınava hazırlık gruplarında bir türlü çalışma düzenini oturtamamış yol haritasını çizememiş öğrencilerimizin çoğu hedefini belirleyememiş olanlardır. O yüzden hayatın hangi alanında başarılı olmak istiyorsak ilk işimiz kendimizle karşı karşıya oturup şöyle bir sohbet etmek. Kendimizi tanıdıktan sınırlarımızı, isteklerimizi, hayallerimizi belirledikten sonra ne istediğimizi öğrendiğimizde güzel bir hedef belirliyoruz ve başlıyoruz yolculuğumuza…

Hedef belirlerken dikkat etmemiz gereken önemli hususlar

Hedef koyarken mutlaka realist olmalıyız. Ütopik hedeflerden kaçınmalı, hayali hedeflerden uzak durmalıyız. Aynı zamanda hedeflerimiz ulaşılabilir olmalı.

Realist hedefler koyalım

Kendimizi tanıyoruz eğer biz sözel bir zekâya sahipsek tıp hedefi koymak realiteden uzak bir hedef olabilir. Kişi bilgisi, eğitimi, yetenekleri ve ilgisi doğrultusunda kendine en uygun hedefi koymalıdır. Aksi takdirde hayal kırıklığına uğrayabilir özgüveni sarsılabilir.

Hedefe doğru aşama kaydetmek

Hedef koyarken aşama aşama ilerlemeliyiz. Yakın hedefimizi ve uzak hedefimizi belirleyip belli aralıklarla bu hedeflerimizi gözden geçirmeliyiz ki hangi aşamada olduğumuzu görelim. Hızımızı artırmamız, dikkatimizi daha çok yoğunlaştırmamız gerekiyorsa bunu fark edelim ve bizi hedefe taşıyacak bu yolda rotamızı güncellememiz gerekirse erken dönemde müdahale edebilelim. Örneğin avukat olmak isteyen bir öğrencinin sınav hazırlık aşamasındaki yakın hedefi her hafta veya ay sonunda yapılan denemelerde dereceye girmek iken bu öğrencinin uzak hedefi x üniversitesinin hukuk fakültesini kazanmaktır.

Fotoğraf: NeONBRAND on Unsplash

Hedeflerimiz spesifik olmalı. Hedefiniz arabanızın olmasıysa o arabanın rengini, modelini, fiyatını gözünüzde ve zihnimizde canlandırın. Yoksa yolun sonunda elinizde bir oyuncak arabayla kalakalırsanız üzülürsünüz. Hedefiniz zengin olmak ise nasıl bir zenginlikten bahsettiğinizi iyice tanımlayın. Kimisi için zenginlik kucak dolusu çikolataya sahip olmak iken kimisi için son model ev ve araba olabilir. Örneğin doktor olmak isteyen kişinin hedefi sadece Tıp Fakültesi değil Cerrahpaşa Tıp Fakültesi gibi sınırları ve çizgileri net hedefler olmalıdır. Bu şekilde net hedefler bizim dikkatimizi ve çabamızı yönlendirir. Ara sıra kendimize neden o hedefe ulaşmak istiyorsun sorusunu sorarsak yine aynı şekilde kararlılığımızı, dikkatimizi, heyecanımızı ve sınırlı hırsımızı kontrol altına almış oluruz. Buda koyduğumuz hedefe disiplinli ve planlı bir şekilde ilerlemenizi yardımcı olur.

Hedefler bizim ulaşmak istediğimiz amaçlarımızdır

Madem bu kadar istiyoruz amacımıza ulaşmayı o zaman karşılaşacağımız zorlukları göz önünde bulunduracağız. Uykusuz geceleri, hayatımızdan ve sosyal yaşantımızda vereceğimiz ödünleri, izleyeceğimiz dizileri filmleri belli bir süre bir kenara bırakmamız gerektiğinin bilincinde olacağız ve görevimize odaklanacağız O an hedefimize ulaşmak için ne yapmamız gerekiyorsa sabırla sebatla ve özveriyle yapacağız. Kendimize güzel bir yol haritası çizeceğiz. Yol haritamızı çizerken bizi yakından tanıyan profesyonel bir danışmandan öğretmenimiz den ve ebeveynimizden yardım alabiliriz. Ama asla kendi hedefimiz olmayan bir yoldan ilerlememeliyiz Ailem istiyor ben mühendis olmalıyım diyen bir gencin içinde eğer müzisyen olmak varsa yolun sonunda çok mutsuz olacak demektir. Biz kendi istediğimiz hedefi koyarak pes etmeden yolumuzu tamamlayacağız. Sonra hedefimize ulaştığımızda bu günlerimizi hatırlayıp oh be çok uğraştım, çok zaman ayırdım ama değdi demenin keyfini çıkaracağız…

Hayatın içinden örnekler

Ben üniversiteye hazırlanırken istediğim okulun bölümünün ana giriş kapısının fotoğrafını bulup çalışma masamın karşısına yapıştırmıştım. İnsanın gözünüzün önünde böyle bir hedef olduğunda o hedefe ulaşmak için kendine güveni gelir, heyecan istek ve şevki artar. Ben kendimi bildim bileli öğretmen olmak istedim. Sınava hazırlandığım dönemlerde bir defter tuttum kendime öğrencilerim İçin.

Günün birinde o defteri öğretmen masamda öğrencilerimle paylaşacağım günü hayal ederek çalıştım hep. Defterime yazıyordum bugün sizin için bu fedakârlığı yaptım, bugün size ulaşmak için arkadaşlarımla sinemaya gitmeyi değil dershanede ders çalışmayı seçtim. Sizi şimdiden çok seviyorum, sizle karşılaştığımda branşıma ve hayata dair bildiklerimi sizlerle paylaşacağım günün gelmesini heyecanla bekliyorum gibi notlar aldım. Üniversiteyi kazandım vize final haftalarında sınavdan saatler öncesinde gidip boş bir sınıf bulup kürsüye çıkıp karşımda öğrencilerimi hayal ederek ders anlattım.

Hem sınav öncesi tekrar oldu benim için hem de motivasyonumu artırıcı güzel bir eylem. Ve ne mi oldu? O defteri dönem sonundaki rehberlik dersimizde bu sefer gerçekten öğretmen masamda öğrencilerimle paylaştım.

Onlara duygularımı anlatan bir mektup yazdım. İçlerinden biri tüm sınıfa okudu ve karşımda eskisinden de fazla parıldayan ben de yapabilirim diye düşünen bir sürü göz gördüm. Ben onlara inandım onlarda kendilerine inandı ve asla hedeflerinden vazgeçmemeleri gerektiğini, eğer bir şeyi gerçekten içten bir şekilde çok ama çok isterlerse o şeye mutlaka bir gün ulaşacaklarını anlattım. Benim için ne kadar anlamlı ve huzurlu bir gündü tahmin edebilirsiniz sanırım. Umarım bu yazıyı okuyan herkes “inşallah olur” diye koyduğu bütün hedeflerine “çok şükür oldu” sevincini yaşayarak ulaşır.

Sorularınız varsa mutlaka yorum olarak paylaşın. Geçen haftaki pandemide çocuk olmak yazımı okumadıysanız kaçırmayın.

Haydi, sıra sizde…

Büşra Kartaler

Büşra Kartaler, 1994 yılında Ankara'da doğdu. Üniversite öğrenimi boyunca haber spikerliği yaptı. 2016 yılında Selçuk Üniversitesi'nden Sosyoloji alanında mezun oldu, pedagojik formasyon alarak öğretmen oldu. 2020 yılında AÜ Radyo ve Tv Programcılığı eğitimini tamamladı. Kartaler, eğitim koçluğu ve öğrenci danışmanlığı yapmaktadır. Şiiri, kitap okumayı, felsefeyi ve gündemi takip etmeyi sevmektedir. Evli ve bir çocuk annesidir.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

8 Responses

  1. Feyza dedi ki:

    Çok faydalı bir içerik, istifade ettim, yazar Büşra hanım a teşekkürler.

  2. Arzu dedi ki:

    Ne kadar faydalı bir bilgilendirme olmus.tesekkurler…takipteyim

  3. Esra dedi ki:

    Ne de guzel anlatmissiniz. Emeginize saglik umarim cok yakinda bende cok sukur oldu diyebilecegim o zaman geldiginde sizinle paylasicam cok tesekkur ederim 🙏

  4. Büşra dedi ki:

    Eminim bu yazıyı okuduktan sonra hedef koyma yolunda emin adımlar sergileyecek bir çok arkadaş olacaktır, samimi yazınız için teşekkürler 😊

  5. Hamide dedi ki:

    Çok faydalı bi yazı olmuş.5. Sınıfa giden oğluma test çözdürmekte zorlanıyorum.Ilk hedefimiz ne olmalı?

  6. Büşra Kartaler dedi ki:

    Hepinize güzel yorumlarınız için tek tek teşekkür ediyorum 🙂

  7. Büşra Kartaler dedi ki:

    Merhabalar Hamide hanım. İlk hedefiniz kendiniz için olmalı bu süreçte. O da çocuğunuzun en sevdiği ve ilgilenmediği dersleri keşfetmek. Sonrasında sevdiği dersleri ile ilgili testlere öncelik vererek kolaydan zora olmak şeklinde önüne testler koymalısınız . Sevmediği derslerle ilgili test vermeden önce mutlaka ama mutlaka konu çalışıp,özet konu tekrarları yapıp sonrasında testine geçmeli ki kendini eksik hissetmesin. Akabinde yine kendiniz test çözme tekniklerini araştırarak öğrenmeli veya hatırlamalı ve ilk birkaç testi beraber çözerek nasıl çözmesi gerektiğini anlatmalı, bilemediği sorularin elbette olacağını, yılmadan, pes etmeden, üzülmeden doğrusunu öğrenmeye çalışması gerektiğini, testlerin zaten bu yüzden var olduğunu, hangi konuda ne kadar eksik bunu gösteren denemeler olduğunu anlatmalısınız. Yani ilk önce testi neden çözdüğünü bilmeli ki süreci sevsin. Severek yaparsa emin olun siz demeden oturmaya başlayacaktır test çözmeye. Eğer bu denemelere rağmen hala test çözmeye karşı ilgisizse ödül verme yönetimi kullanabilirsiniz. Yine çocuğun ilgi alanına, sevdiği şeylere göre değişmek üzere o gün yada o haftanın çözmesi gereken testleri çözüp, bilemediği soruların doğru yanıtlarını öğrenirse ona sevdiği bir şeyi ödül olarak alabileceğinizi, yapabileceğinizi yada izin vereceğinizi söyleyebilirsiniz.Bu yaştaki çocuklar genelde ödül yöntemi ile daha iyi motive olurlar. Süreçte sorularınız olursa biz her zaman burdayiz 🙂

  8. Eylül dedi ki:

    Kaleminize, yüreğinize sağlık Büşra hanım bizleri bilinçlendirdiğiniz için bu faydalı bilgileri bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum sizi severek takip ediyorum işinizde muvaffakiyetler diliyorum. 👏🏼🍀

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir