Çizgili Pijamalı Çocuk: Dikenli tellerin önü ve arkası

Çizgili Pijamalı Çocuk kitabı. Fotoğraf: Macide Yirmibeşoğlu

Çizgili Pijamalı Çocuk kitabının arka kapağında şöyle yazar: ‘Çizgili Pijamalı Çocuk, tanımlanması çok zor bir hikaye. Genelde arka kapakta kitapla ilgili bazı ipuçları veririz ama okumanın zevkini bozacağını düşündüğümüzden bu kitapta bunu yapmadık.’

Aslında hiç bir kitabın arka kapağında ya da ön sözünde okuma zevkini bozacak hiç bir bilgi yer almamalı, olması gereken budur fakat Çizgili Pijamalı Çocuk’ta konuya dair de bir ipucunu arka kapakta göremezsiniz.

Kitap ilk çıktığında konunun büyüsünü bozmamak adına böyle bir kapak yazısı kullanılmış olabilir fakat ilk basıldığı 2006 yılından bu yana çokça okunmuş, hakkında yorum yapılmış ve hatta beyaz perdeye bile aktarılmıştır ki konunun ne olduğunu artık herkes bilir ama olay örgüsünü, hissettirdiklerini ve nasıl bir sonla bittiğini anca okuyanlar ve filmini izleyenler bilirler.

“Çizgili Pijamalı Çocuk” kitabının konusu

9 yaşındaki Bruno’nun babası Alman askeridir ve Hitler tarafından Auschwitz’e görevlendirilir. Baba tüm ailenin gitmesini uygun gördüğü için Bruno ailesiyle beraber Berlin’deki evini hiç istemese de geride bırakır ve Auschwitz’e yerleşirler. Peki neresidir Auschwitz?

Auschwitz, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından Polonya sınırları içinde kurulmuş en büyük toplama kampıdır.

Bruno hiç arkadaşının olmadığı ve canının sıkıldığı bu yeni yerde keşfe çıkar ve onu görür: Shumel. Bir tel örgünün arkasında solgun yüzü, saçsız kafası ve çizgileri olan pijamayı andıran kıyafetiyle yerde oturmaktadır. Auschwitz’in en küçük esirlerinden biridir Shumel. Yaşananlardan ve gerçekte neler olduğundan habersiz bu iki çocuk aralarındaki dikenli tele ve görünmeyen bir çok engele rağmen arkadaş olurlar.

Bir takım eleştiriler

Kitap 51 farklı dile çevrildi, bir çok ülkede çok satanlar arasında yer aldı, sinema filmi bile yapıldı ama tüm bu başarılara rağmen yazarı John Boyne bir çok kişi tarafından olumsuz eleştirilerin de hedefi oldu. Yazarın olayı çok basite indirgeyerek anlattığı, kampın şartlarının gösterildiğinden kat be kat daha ağır olduğu, insan olarak bile görülmeyen esirlerin dışarıdan birilerini görmelerinin mümkün olmadığı, 9 yaşına gelmiş çocukların ülkelerinde yaşanan onca olaydan bu kadar bihaber olmalarının saçma olduğu gibi bir çok eleştiri arka arkaya sıralandı. Bu eleştirilerin biraz gerçeklik payı olabilir ama yazarın bu kitabı çocuk kitabı olarak yazdığını ve kendi iç dünyasını yansıtan bir kurgu olduğunu unutmamak gerekir.

Çizgili Pijamalı Çocuk beyaz perdede

Çizgili Pijamalı Çocuk, 2008 yılında sinemalara gelmişti.

Çizgili Pijamalı Çocuk, 2008 yılında Mark Herman tarafından beyaz perdeye aktarıldı. Kitabı okuyanların mutlaka filmini de izlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Normalde kitapların sinema uyarlamaları benim için hayal kırıklığı olur ya da okuyup çok beğendiğim bir kitabın, gözümde canlandırdığım karakterlerinin sinemada hayal ettiğimden farklı bir hüviyette ve görünüşte karşıma çıkmalarını pek sevmem. Dolayısıyla hayalimdeki gibi kalsın deyip filmini izlemediğim bir çok uyarlama vardır ama bu kitabın filmi izlenmeli çünkü çok daha etkileyici, çok daha vurucu, çok daha akılda kalıcı.

Dikenli tellerin kimseyi ayırmadığı bir dünya özlemi

Evet John Boyne bir kurgu yazmış ama anlattığı o dönemde yazdığından çok daha fazlası yaşanmış. Acıları yaşayanlar ve yaşatanlar ismen de cismen de silinip gitmişler. Geride kalanlardan ders alanlar da olmuş, yaşadıkları acıları unutup aynısını başkalarına yaşatmaya çalışanlar da. O ırk, bu millet, şu ülke demenin kimseye faydası yok, yaşanan her bir olayda insani ve vicdani bir değerlendirme yapılmalı. Çizgili Pijamalı Çocuk’ta da tüm düşüncelerden ve fikirlerden arınmalı ve sadece bu iki çocuğun masumiyetlerine odaklanmalı ki bunlardan biri acıyı yaşayanın çocuğu, diğeri acıyı yaşatanın çocuğu. Kendi çocuk dünyalarında aynılar ama büyüklerin anlamsız dünyalarında farklılar. Bütün mesele, aradaki dikenli teli kaldırıp siz aynısınız diyememekte.

Biz dikenli tellerin kimseyi ayırmadığı güzel bir dünya özlemiyle yanaduralım, çocuklar her şeye rağmen masumiyetlerini yaşamaya devam etsinler.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

2 Responses

  1. Hamide dedi ki:

    Çocukların gelişimi için faydalı mutlaka izlemesi istenen film var mı neler?

    • Merhaba çocukların gelişimi için hem ebeveynlerin, hem çocukların izleyebileceği bir çok film var. İlk aklıma gelenler; Yerdeki Yıldızlar-Her Çocuk Özeldir, Mucize, Tersyüz, Sözcüklerin Gücü, Cennetin Çocukları. Tabi her ailenin kendi içinde farklı hassasiyetleri olabilir ve çocukların gelişimsel özellikleri, olaylardan etkilenme seviyeleri de farklılık gösterebilir o yüzden çocuklarla izlemeden önce ebeveynlerin izleyip fikir sahibi olmalarını tavsiye ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir