Beykoz Cam ve Billur Müzesi
İstanbul’un karmaşasında günübirlik ulaşım sağlayacağınız, hem yeşile doyacağınız ve aynı zamanda görsel sanatlarla zenginleşeceğiniz bir mekan tavsiyemiz olsun istedik. İstanbul’un en yoğun orman dokusuyla, en huzur dolu semtlerinden biri Beykoz’da bulunan “Beykoz Cam ve Billur Müzesi” ne götürmek istiyorum sizleri…
Kentlerin büyümesi ve gelişmesiyle birlikte yaşam alanlarımız her geçen gün yeşilini kaybetmektedir. Teknolojik gelişmeler, sanayinin çoğalması, yeni ulaşım ağları ve yaşam alanlarının yapımı, düşüncesizce doğal ortamların yok olmasına neden olmaktadır.
Kentlerde çalışan insanların dinlenme faaliyetlerinden en önemlilerinden biri; doğa ile içe içe geçirdikleri zamandır. Kentte yaşayan insanlar için, yeşil alanlardan başka doğaya yaklaşma imkânı yoktur. Günümüzde bu yoksunluklar, çeşitli patolojik hastalıklara, örneğin hareketsizlikten doğan dolaşım bozuklukları ve kalp hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Bundan dolayı, kentlerde var olan yeşil alanlar, insanların gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmeleri için gerçek bir tıbbi yatırım niteliğini taşımaktadır .
Özellikle pandemi sürecinde doğaya ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu çok iyi anladık. Dışarıya çıkabildiğimiz zamanlarda özlemini duyduğumuz yeşil alanlara attık kendimizi. Ve sevdiklerimizle güzel anılar biriktirmenin önemini kavradık.
Böylece bulduğumuz ilk fırsatta anılar biriktirmek için çıktık yollara. İstanbul’un karmaşasında günübirlik ulaşım sağlayacağınız, hem yeşile doyacağınız ve aynı zamanda görsel sanatlarla zenginleşeceğiniz bir mekan tavsiyemiz olsun istedik.
Çınarlı Yol. Fotoğraf: Betül Çiner Fotoğraf: Betül Çiner Fotoğraf: Betül Çiner
İstanbul’un, en yoğun orman dokusuyla en huzur dolu semtlerinden biri Beykoz’da bulunan, “Beykoz Cam ve Billur Müzesi” ne götürmek istiyorum sizleri…
Fotoğraf: Betül Çiner Fotoğraf: Betül Çiner
Beykoz Cam ve Billur Müzesi, adını Osmanlı döneminde bu semtte kurulan ve devrinin en önemli cam fabrikası olan Beykoz Cam ve Billurât Fabrika-i Hümâyûnu’ ndan almaktadır. Müzenin arazisi yaklaşık 360 dönümdür. Müzenin tarihî binası ise Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kapı kethüdası olan ve Sultan Abdülaziz tarafından paşalık rütbesi verilerek vezirliğe kadar yükseltilen Abraham Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Fotoğraf: Milli Saraylar
Abraham Paşa, 1837 yılında İstanbul’da doğmuştur. Paris’te Collége Sainte-Barbe’dan mezun olan Paşa, Türkçe, İtalyanca, Ermenice ve Fransızca öğrenmiştir. Çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş, İstanbul hayatı içinde parlak kişiliği ile de ünlenmiştir. Abraham Paşa’nın yaptırdığı yapılardan günümüze kalan ahır binası, Millî Saraylar tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür.
19. yüzyılın mimari özelliklerini taşıyan bina, U planlı bir düzenleme içinde avluyu kuşatan benzer mekânların çoğaltılmasına dayanan modüler bir yapı olup cepheleri alt katta yuvarlak kemer açıklıklarıyla hareketlendirilmiştir. Taş örgüsü ve Batı etkili görkemli yapısıyla özgün müze mekânları sunmaktadır. Tematik olarak düzenlenen müze 12 bölümde Türk cam sanatının gelişiminin ve Avrupa camlarının sergilendiği, Türkiye’nin ilk ve en zengin cam müzesi olmasıyla büyük bir öneme ve değere sahiptir.
Kristal Piano Fayton
Milli Saraylar Anadolu Yakası Daire Başkanı Osman Celaleddin Urhan, bir röportajında sergilenen eserlerle ilgili şu bilgileri veriyor:
“Sarayda bizzat kullanılmış olan mutfak malzemeleri, parfüm şişeleri, laledanlar, tatlı hokkaları gibi pek çok önemli eser bulunuyor. Sultan II. Mahmud’un bizzat kullanmış olduğu, üzerinde en fazla cam bezelerin bulunduğu faytonumuz ünik bir eser olarak öne çıkmaktadır. Yine kristal piyanomuz ve 19. yüzyılda önemli devlet adamlarını ağırlamak için kurulan saray sofrasının birebir örneği ziyaretçilerimiz tarafından görülebilir.”
Botanik müze olma özelliği de taşıyor
Beykoz Cam ve Billur Müzesi, ağaçlarla bezeli bir korunun içinde yer alıyor. Müzeyi ziyarete gelenler, yüzlerce yıllık eserlerin yanı sıra ağaçların arasında güzel bir gün geçirme fırsatına da sahip. Müze bahçesinde 117 çeşit ağaç olduğuna dikkat çeken Urhan, “Burası bir botanik müze olarak da değerlendirilebilir” diyor.
Müzede cam sanatıyla ilgili bir kütüphane de yer alıyor. Kütüphanede başta Türkçe olmak üzere pek çok dilde 600 eser yer alıyor. Süreli sergi alanı, çocuklara yönelik eğitici atölye, çocuk parkı, kafe ve cam eserlerin satışa sunulduğu hediyelik eşya bölümü yine müzeye ait diğer detaylar.
Çocuklar için eğlenceli bir oyun alanı
Fotoğraf: Betül Çiner Kümes. Fotoğraf: Betül Çiner Kafe. Fotoğraf: Betül Çiner
Geleceğimiz olan yavrularımıza müze gezme kültürünü aşılayabileceğimiz bu mekanda, aynı zamanda da onların enerjilerini atabileceği, tüm kas gruplarını çalıştıracak ve çok keyif alacakları bir oyun alanı tasarlanmış. Çocukların ileride nasıl bir insan olacağı, büyürken zaman geçirdiği sosyal çevreyle doğrudan alakalıdır derdi Kıymetli hocam Prof. Dr. Hakan Altınçekiç. İşte bu mekan çocuklarımızın ufkunu geliştirecek, doğal ortamla uyumlu, merak duygularını geliştiren başarılı bir oyun alanı olmuştur. Biz çok keyif aldık.
Ve yine çocukların çok keyif aldığı elleriyle besledikleri tavşanların ve tavus kuşlarının serbest gezdiği yeşil alan.
Her alanından büyük keyif aldığımız Beykoz Cam ve Billur Müzesini eğer görmediyseniz ilk fırsatta gitmenizi tavsiye ediyorum.
Sitedeki diğer yazılarıma ulaşabilir farklı konularda bilgi sahibi olabilirsiniz.