Dünyanın Nazar Boncuğu: Meke Maar Gölü

Doğal yaşama yolculuğumuz bu hafta Dünyanın “Nazar boncuğu” olarak bilinen Meke Maar Gölü‘ne..

Meke Maar Gölü-Konya. Burak Demir -  wikimedia.org
Meke Maar Gölü-Konya. Burak Demir – wikimedia.org

Konya ilimizde yaklaşık on altıya yakın gölümüz bulunmaktadır. Yapı bakımından teknotik, obruk ve karstik yapıya sahip olan bu göller arasında volkanik patlamalar sonucu oluşmuş Meke Maar Gölü bulunmaktadır.

Maar gölleri, volkanik patlamalar sonucu oluşmuş göllere denmektedir. Alan, iç içe iki krater (yanardağ ağzı) gölünü barındırmaktadır. Gölün hava fotoğraflarına bakıldığında, çevresi mavi sularla çevrili olan siyah bir nokta gibi görülmektedir. Bu görüntü gölün “Dünyanın Nazar Boncuğu” olarak bilinmesinde etkili olmuştur.

Meke Maar Gölü, Konya’nın Karapınar ilçesinde, Karapınar Düzlüğü’nde, Karapınar-Ereğli yolunun 7. km’sindeki sapaktan 2 km içeridedir. Göl ve birincil maarın uzunluğu 800 metre, genişliği 500 metredir. 400 milyon yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan krater, zamanla suyla dolarak göle dönüşmüştür. Daha sonra, günümüzden 9 bin yıl önce ikinci bir volkanik patlama ile gölün ortasındaki ikinci volkan konisi oluşmuştur. Zamanla onun da suyla dolması ikinci bir göl oluşması ile meydana gelmiştir. Adayı oluşturan volkanik kütlenin yapısı, en şiddetli yağmurları dahi hemen içine çekebilecek bir yapıya sahiptir.

Kaynak: Wikipedia

Meke Gölünün yapısının, şeklinin binlerce yıldır bozulmaması da bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Meke Gölü, volkanik bir sulak alandır. Anadolu topraklarında birçok krater gölü bulunmasına rağmen, kalderanın içinde acı bir gölünün olması sebebiyle eşine az rastlanır nadir ve değerli bir örnektir.

Meke Gölü eski hali. Fotoğraf: Klaus-Peter Simon - wikimedia
Meke Gölü eski hali. Fotoğraf: Klaus-Peter Simon – wikimedia

Meke Krater Gölü, 1989 yılında I. derecede doğal sit alanı; 1998 yılında (260 km2’lik kısmı) tabiat anıtı ilan edilmiştir. 2003 yılında bölgede yeni kuyu açılması yasaklanmıştır. 2005 yılında Ramsar alanı olarak ilan edilmiştir.

Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme adını 2 Şubat 1971 tarihinde İran’da imzalandığı şehir olan Ramsar şehrinden almaktadır.

Doğal güzelliğe adını veren Meke Kuşları ile ünlüdür

Meke Maarı çevresinde volkanik karakterle uyum sağlayan kuşlar görülmektedir. Bunların en önemlisi ise alana ismini veren ‘Meke’ kuşudur. Saz delicesi (Circus aeruginosus), uzunbacak (Himantopus himantopus), toy (Otis tarda), mezgeldek (Tetrax tetrax) Meke çevresinde yaşayan ve kuş direktifine göre koruma altında olan kuş türleridir. Ornitolojik olarak fazla tür barındırmasa da, bozkaz (Anser anser), angıt (Tadorna ferruginea), suna (Tadorna tadorna), küçük akbaba (Neopron percnopterus), kızıl şahin (Buteo rufinus), kaya kartalı (Golden eagle), uludoğan (Falco cherrug), uzunbacak (Himantopus himantopus) gibi kuş türleri belirlenmiştir.

Volkanik küllerin ışığı fazla absorbe etmesinden dolayı göller ve çevresindeki mikro-klima etkisiyle civar bölgelere nazaran daha sıcak olmaktadır. Bu yüzden göl çevresinde, daha sıcak bölgelerde yaygın olan sürüngenlerden bozkır keleri (Trapelus ruderata), dikenli keler (Laudakia stellio) ve tıknaz kertenkele (Mabuya aurata) bulunur. Bunun yanında alanda kaplumbağa da (Testudo graeca) bulunmaktadır. Yabani tavşan (Lepus europaeus), kızıl tilki (Vulpes vulpes) ve değişik fare türleri alanda kendine yaşam alanı kurmuş memelilerdir.

Alanda step vejetasyonu hakimdir. Biyolojik çeşitlilik açısından da zengindir. Bölgedeki Boncuk sarımsak (Allium sieheanum), Astragalus cicerellus, Tuzcul glayöl (Gladiolus halophilus), Yatık tere (Lepidium caespitosum), Devekulağı (Limonium lilacinum), Hürmüzotu (Sphaerophysa kotschyana), Tuzcul sığırkuyruğu (Verbascum pyroliforme) endemik ve tehlike altında olan bitki türleridir.

Çevrede bozkıra uyum sağlamış kurak ve çorak bitki örtüsü yaygındır. İnce kumlardan meydana gelen topraklarda, genel olarak kendiliğinden biten bitkilerin çoğu derin köklü, dikenli, bodur, uzun ömürlü ve kuraklığa dayanıklı geven (Astragalus sp.), yavşan (Veronica sp.), adaçayı (Salvia sp.), peygamber çiçeği (Centaurea sp.), ayrık (Elytrigia sp.), sığırdili (Hydnum repandum) gibi bitki türleri bulunmaktadır.

Göçmen kuşların mola yeri

Göçmen kuşların Türkiye üzerinde mola verdiği nadir doğa harikalarımızdan biri olan, yeraltı su kaynaklarından beslenen ve suyu tuzlu olan Meke Gölü’nde yaklaşık 12 m derinliğinde su bulunurken 2000’li yılların başından itibaren ne yazık ki biz bu doğal güzelliğin git gide yok olmasıyla karşı karşıya kaldık.

Meke Maar Gölü kurudu

Meke Gölü yeni hali. Zeynel Cebeci - wikimedia.org
Meke Gölü yeni hali. Zeynel Cebeci – wikimedia.org

Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama sonucu yer altı su seviyesinin her geçen gün azalmasından dolayı artık o eski ihtişamını kaybetmiş ve maalesef kurumaya mahkûm olmuştur. Kurumasından dolayı artık kuşların uğrak alanı olmaktan çıkmıştır. Kuşların yanı sıra yerli ve yabancı turistlerinde artık ilgisini maalesef çekmemektedir. Konya Kapalı Havzası’nda yeraltı su kaynaklarının giderek azalması; özellikle şeker pancarı tarımı için bol suya ihtiyaç duyulması, ovanın altındaki su kaynaklarının gittikçe tükenmesi sonucunu doğurmuştur.

Bu durum, Meke Maar Gölü dahil, bölgedeki tüm sulak alanları olumsuz yönde etkileyen bir sorun olmuştur Kaçak kuyular önlenemediği ve sulama yöntemleri rezerve edilemediğinden dolayı doğal alanların suları çekilip kurumaktadır. Suların azalması ile üst örtü zayıflamakta ve toprak çöle dönüşmektedir. Meke Maar Gölü’nde ki çekilen mavi suların yerini artık alana beyaz bir görünüm veren tuz kristalleri yer almıştır.

“Dünyanın gözü” ve “nazar boncuğu” olarak adlandırılan Meke Gölü yeraltı sularından da artık beslenemez hale gelmiş, yağmur suları da yeterli olmadığından alan eski fonksiyonunu maalesef yitirmiştir.

Toplum olarak hemen yanı başımızda olan doğal güzelliklerimizin daha farkında bile varamadan maalesef kaybediyoruz. Bunu da bilerek veya bilmeyerek bizler sonunu getirmiş oluyoruz. Yönetmeliklere, yapılan planlamalara riayet etmediğimiz ve doğal kaynaklarında tükenebileceği gerçeğini göz ardı ettiğimiz sürece ne yazık ki Meke Gölü ne ilk ne de son yok olan doğal güzelliklerimizin arasında olacaktır.

Aktif bir üretici, bilinçli birer tüketici olabileceğimiz güzel günlere.

Sevgilerimle …

Hanım Çakır

Hanım Çakır, 1993 yılında Karabük’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 2011‘de Fatih Sultan Mehmet Lisesi’nden mezun oldu. 2013 - 2015’te İstanbul Aydın Üniversitesi MYO’da Peyzaj ve Süsbitkileri Programını bitirdi. 2017 - 2020 yıllarında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünü bitirdi. Hayata bakış açısı “İnsan kendine yenilmez ise başka kimseye yenilmez, inanırsan başarırsın“ düsturunda, munis bir beşer.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

1 Response

  1. Zelfure dedi ki:

    👍

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir