Tunus’ta Bir Divan

Tunus’ta Bir Divan

2019 Tunus-Fransa ortak yapımı olan Tunus’ta Bir Divan (Fransızca adıyla Un Divan a Tunis, İngilizce adıyla Arab Blues), 10 yaşındayken Paris’e giden ve eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine dönen genç bir psikanalistin yeni yaşam kurma çabasını anlatan komedi-dram türünde bir film.

Psikanalist Selma ve yeni yaşamı

Selma Paris’te eğitimini tamamladıktan sonra doğduğu topraklara geri döner. Aslında niye geldiğini kendisi de tam olarak bilemese de bir şekilde vatan toprağı onu çekmiştir. Selma genç bir psikanalisttir ve kendi ülkesinin insanlarına hizmet etmek ister ama her şey o kadar kolay olmayacaktır. Çevresindekiler önce geri gelişini sonra da yapmak istediği işi sorgularlar. Her şeye rağmen kafasına koyduğunu yapmak isteyen Selma, bir Freud resmi, bir divan, bir kaç mobilya ve kitaplardan oluşan eşyalarını amcasının ailesiyle yaşadığı evin çatı katına yerleştirir ve burayı ofis olarak düzenler.

Ofis hazır, ortam hazır, Selma zaten hazır ama Tunus gibi kendi kabuğunda yaşayan küçük bir ülkede psikanalizi bilen, psikanaliste değer veren ya da ihtiyaç duyan kaç kişi çıkacaktır ki? Bir kadının karşısına geçip onunla konuşacaksın ve para ödeyip çıkacaksın. Kaç kişi buna rağbet gösterir ki? Ama gösterirler… Hem de Selma’nın tahmin edemeyeceği kadar insan birikir kapısının önünde ama bazı sorunlar vardır. Selma’nın onları da halletmesi gerekmektedir.

Tunus’ta Bir Divan

Sakin bir dram-komedi

Filmin türü çoğu kaynakta komedi, bazılarında ise dram-komedi olarak geçiyor. Aslında öyle beklediğimin aksine ne tam bir dramla, ne tam bir komediyle karşılaştım. Tunus’ta gerçekleşen devrim sonrası toplumun ve kamu kurumlarının halini gözler önüne sermesi, alttan alta ironi yapması bazı komik sahnelerin çıkmasına vesile olmuş ama genel olarak aksiyonun olmadığı, biraz monoton ilerleyen bir tarzı var. Süre olarak çok uzun değil, yaklaşık 1,5 saatlik bir film ama Arapça ya da Fransızcanız yoksa alt yazı kovalamaktan biraz yorgun düşebilirsiniz çünkü filmde, ağrılıklı olarak Fransızca ve biraz da Arapça diyaloglar var.

Divanda oturanların ilginç hayatları

Filmde seçilen karakterlerin de her biri ilginç özellikler taşıyor. Selma’nın kuzeni Olfa, asi ve serseri ruhlu bir kız. Ülkesinden ve ailesinden kaçıp Avrupa’ya kapak atma derdinde. Kuaför Baya, görünüşte her şeye sahip ama derinlerde onun da sıkıntıları var. Fırıncı Raouf gizli bir eşcinsel ve Selma’dan başka kimseyle konuşmayı tercih etmiyor. Eski imam Fares, karısı tarafından terkedilmiş bir adam. Karısının onu terketmesinden bahsederken çok fazla Türk dizisi izlediğini, onu kontrol edemediğini ve sonunda bir adamla Türkiye’ye kaçtığını söylemesi de pembe dizi sektörümüzün üçüncü dünya ülkelerinde ki muhteşem! etkisine örnek olmuş.

Filmin konusu güzel ama işleyişi zayıf. Bu içeriğe güzel eklemeler yapılarak toplumun yapısı ve insanların psikolojisi daha güzel aktarılabilirdi ama bu haliyle biraz yüzeysel kalmış. Ayrıca rahatsız edici derecede sigara kullanımı var, psikanalist kardeşimizin film boyunca elinden sigarası neredeyse hiç düşmüyor. Çoğu zaman duman altı bir seyir oldu o yüzden çocukları ekran başından uzak tutmanız da fayda var.

Çok beklentiye girmeden, sakin bir toplum analizi izlemek isteyenler Tunus’ta Bir Divan’a şans verebilirler.

İyi seyirler…

Sitedeki diğer film ve kitap incelemelerime buradan ulaşabilirsiniz.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir