Somuncu Baba; Aşkın Sırrı

Somuncu Baba; Aşkın Sırrı
Somuncu Baba; Aşkın Sırrı
Fatih Duman - Âmâ
Fotoğraf: Macide Yirmibeşoğlu

Ramazan ayı gelince okuduğum kitapları biraz daha manevi ağırlıklı seçerim. Bu sene ilk seçtiğim kitap Fatih Duman’ın Somuncu Baba’yı anlattığı Âmâ oldu. Âmâ’yı okurken de 2016 yapımı Somuncu Baba filmi aklıma düştü. Gösterime girdiğinden beri merak edip bir türlü izleyememiştim, bundan daha iyi fırsat ve zamanlama olamaz diyerek Somuncu Baba, Aşkın Sırrı’na iki saatimi ayırdım.

Somuncu Baba; Aşkın Sırrı
Somuncu Baba; Aşkın Sırrı

Âlim yetiştiren bir âlim

Mahmut Ulu’nun aynı adlı eserinden ilham alınarak sinemaya uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Kürşat Kızbaz oturuyor ki kendisi aynı zamanda Mevlânâ Aşkın Dansı (2008) ve Yunus Emre Aşkın Sesi (2014) filmlerinin de yönetmeni. Eleştirmenlerin gözünde bu ikisine nazaran Somuncu Baba bir tık önde ama onu da yetersiz görenler var elbet. Bir çok kurumun sponsorluğunda çekilen film çok başarılı bir oyuncu kadrosuna da sahip (Furkan Palalı, Tuvana Türkay, Altan Gördüm, Emin Olcay, Ali Sürmeli, Gürkan Uygun, Haldun Boysan, Sune Selen, Kenan Bal, Fırat Tanış, Serdar Yeğin, Yunus Emre Yıldırımer, Altan Akışık, Saruhan Hünel). Üstüne bir de Mustafa Ceceli’nin film için söylediği Aşk İçin Gelmişiz şarkısı da eklenince çok konuşulması gayet normal.

Somuncu Baba adıyla bilinen Şeyh Hamid-i Veli’yi ismen bilsek de hayatının detaylarına dair pek bilgi sahibi değiliz maalesef. Oysa ki kendisi çok önemli bir âlim, yüce gönüllü bir Allah dostudur. Sadece şu cümleden bile ne demek istediğimi anlayabilirsiniz: Somuncu Baba’nın öğrencisi Hacı Bayram Veli, Akşemseddin’in hocasıdır, Akşemseddin ise yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed’in hocasıdır. Böylesi önemli bir şahsiyetin hayatı iki saatlik bir filme olabildiğince sığdırılmış. Bazı cümleler tekrara düşmüş ve bazı bölümler çok hızlı geçiştirilmiş olsa da iyi niyetle yapılan ve insanın ruhuna dokunan bir film olmuş. Öte yandan Emir Sultan ile karşılaşması, Ulu Camii inşaatında bulunması ve Yıldırım Bayezid’in isteğiyle Ulu Cami’nin ilk hutbesini okumasının anlatıldığı sahneler daha titiz ele alınıp işlenseydi izleyiciyi daha da derinden etkileyebilirdi diye düşünüyorum.

Somuncu Baba; Aşkın Sırrı
Somuncu Baba; Aşkın Sırrı

Aşkın sırrıyla geçen bir ömür

Şeyh Hamid-i Veli, nam-ı diğer Somuncu Baba’nın kendi babası da Kayseri’de ekmekçi iken köylerini basan eşkıyalar tarafından katledilir. Bunun üzerine Hamid ilim öğrenmek için Aksaray’a gider. Oradaki dergâhta ekmek yapması istenir, şeyhin kızıyla da nikâhlanır. Bir süre sonra dergâhta ekmek yapmak ona yetmez, gerçek aşkın sırrına erişmek ister. Şeyhinden izin alır ve Şam yollarına düşer. Ardından Tebriz, Erdebil, Darende’de ilim öğrenip Bursa’ya gelir. Bilen onu çok iyi bilir ama o hep bilinmekten kaçar. Bursa’da Ulu Camii inşaatında çalışan işçilere ekmek yapıp dağıtmaya başlar. Ahali onun âlim olduğundan habersiz bedel almadan dağıttığı ekmeklerini almaya devam eder.

Bir gün Emir Sultan, fırınında Somuncu Baba’nın kerametine şahit olur ve onun kim olduğunu anlar. Ulu Camii açılışında Sultan Yıldırım Bayezid Emir Sultan’dan ilk hutbeyi okumasını ister ama Emir Sultan ‘İlim ve irfanda zamanın en büyük âlimi aramızdayken bize hutbe okumak düşmez’ diyerek Somuncu Baba’yı işaret eder. Böylece Somuncu Baba, Ulu Camii’nin ilk hutbesini okur ve Fatiha Sûresi’nin yedi farklı tefsiriyle cemaati ve sultanı mest eder. Lakin artık sırrı açığa çıkmıştır ve bu sırrı ortaya çıkaran Emir Sultan’a tatlı bir sitem eder. Artık tanındığı için Bursa’dan da ayrılır Aksaray’a geri döner ve Bursa’da da yanında olan öğrencisi Hacı Bayram Veli’yi yetiştirir. Vefat ettiği yere dair farklı görüşler vardır, günümüzde de hem Malatya Darende’de hem de Aksarayda türbesi vardır. Hangisi gerçekten Somuncu Baba’dır bilemiyoruz. Yaşarken tanınmak istemeyen ve sırrının açığa çıktığı yerden kaçan bir zatın ebedi mekanında bilinmemesi de belki sırrın bir parçasıdır.

Daha çok bilinmeyi hak eden Şeyh Hamid-i Veli’yi insanlara tanıtmayı görev edinmiş bu filmi elbette takdir etmek gerekir. Evet eleştirelecek yanları var ama yine de insanın içinde manevi bir takım duyguları uyandırması, yer yer gözlerini yaşartması, meğer Somuncu Baba ne muhteşem bir şahsiyetmiş dedirtmesi bile yeter. Filmi izledikten sonra ya da öncesinde Mahmut Ulu’nun Somuncu Baba Aşkın Sırrı kitabını, Fatih Duman’ın Âmâ kitabını okuyabilirsiniz. Sonrasında çok acil bir şekilde Darende’yi, Bursa’yı, Aksaray’ı ziyaret etme isteğiniz gelebilir, benden söylemesi.

İyi seyirler…

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir