Şiddetsiz İletişim

Şiddetsiz İletişim
Şiddetsiz İletişim ve Şefkat. Fotoğraf: Isaac QuesadaUnsplash

Dr. Hasret Pişmişoğlu, “Şiddetsiz İletişim” yolculuğunu Evim ve Ailem okurları için kaleme aldı.

2017 den beri Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim tekniğini öğrenmeye ve pratik etmeye dair eğitimler alıyorum. Şiddetsiz iletişim hayatımı çok fazla dönüştürdü. Gözlem, duygu, ihtiyaç ve rica adımlarıyla önce kendimden başladığım bu yolculukta hayatta gerçekten neye ihtiyaç duyduğumu anlayabilir oldum.

“İyiyim” veya “kötüyüm” demenin ötesinde başka bir çok duygum olduğunu fark ettim. Bu duygularla bir şeyler yapılabiliyordu üstelik. Örneğin bir duyguyu alıp ihtiyaca dönüştürüp sonra belki de hayatının en önemli eylemine, adımına çevirebiliyordun.

Kendimle bağlantım güçlenince başkaları ile de bağlantı kurmaya daha açık hale geldim. Kendi duygularımı tanıyınca çocuğumun duygularını da tanır, onları bir an önce ortadan kaldırmaya çalışmadan kapsayabilir ve altındaki ihtiyaçları görebilir oldum. Gözlem, duygu, ihtiyaç ve rica… Basit ama kolay değil. Her adımda ayrı ayrı zorlanmalarım oldu, oluyor.

Sonra bir gün Öz Şefkatli Farkındalık eğitimine katıldım. Eğitmenimiz, şefkatin bir sorusu olsaydı bu “Neye ihtiyacım/n var?” olurdu dedi. O esnada anladım ki aslında şiddetsiz iletişimi yani dört adımı yaşamak kendime ve başkalarına şefkat sunmaktı. Ve bu; acıyı dindirmek üzere harekete geçiren şey şefkatin “yang” yani koruyan, ihtiyaçları karşılayan, harekete geçiren parçasıydı. Bununla birlikte bu adımlar arasında rahatça gidip gelmemi, adımlarda tek tek kalmamı, demlenmemi sağlayan başka bir parçası daha vardı şefkatin o da “yin” yani onaylayan, rahatlatan, yatıştıran parçasıydı.

Bu; öfke, keder, hayal kırıklığı, korku, suçluluk, utanç, çaresizlik, güçsüzlük ve benzeri (evet çok fazlalar) gibi zorlu duygularla onları hissediyor olmaya dair içimde bir direnç oluşmadan kalabilmek; onları maskelemeden, uyuşturmadan, ağrı kesici müptelası olmadan o duygularla arama mesafe koyup izleyebilmek demekti. Çaresizim değil de mesela çaresiz hissediyorum diyebilmekti.

Donup kalmak ya da kiminle savaştığı belli olmayan bir halde bir mücadelenin içinde hayat enerjimi tüketmek yerine o zorlu duyguyu kucağıma alıp o gitmek isteyene ve ben de ihtiyacımla buluşana dek, gerekirse bir süre hayatıma onunla birlikte devam edebilmek demekti. Zordu, acıtıyordu bununla birlikte ölüme ve acı çekmeye yazgılı bu insan bedeninde kendim için yapabileceğim en iyi şeydi.

Ezcümle; ihtiyacım olan şey şefkatti ve Şiddetsiz İletişim kendime ve başkalarına şefkat gösterebilmenin yolunu öğretti. Öz Şefkatli Farkındalık ise yoluma ışık oldu, aydınlattı. Tüm bu yolda bilgisini, deneyimini esirgemeyen eğitmenlere ve dostlara minnetle…

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir