Mevsimler ve Bitkiler; Lale

Mevsimler ve Bitkiler; Lale
Lale (Tulip) Fotoğraf: John-Mark SmithUnsplash

Biz Lale’yi bahar müjdecisi olarak biliriz. İlkbaharın gözdesi olan, bir devre adını dahi vermiş, şarkılara türkülere konu olmuş çeşitli renklere sahip soğanlı bitkimiz Lale (Tulipa).

“Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz” der, Pablo Neruda. Öyledir de, zamanı gelmiş ise o güzel günlerin ne baharın ne de çiçeklerin açmasını engelleyemezsiniz.

Bu doğada da böyledir, insanların iç dünyasında da böyle.. Gelmiş yahut gelecek olan güzelliklere kapıları sıkı sıkıya kapatmanın anlamı yoktur değil mi? Evet, kış soğuklarının artık iyiden iyiye etkisini kaybetmeye başladığı zamanlardayız. Bahar kapımızdan içeri girmek üzere. Herkesin bir mevsimi vardır elbet, kimi zemheriyi sever kimi sıcak yaz aylarını. Benim mevsimim ise ilkbahar olmuştur her zaman. Belki de yeniliklere gebe olduğundandır, yeni filizlerin baş göstermesinden, doğanın uyanışında ki o muazzam etkidir belki de beni cezbeden..

Fotoğraf: Melissa AskewUnsplash

Bahar da geldi demişken Nisan ayına da merhaba dedik. Etimolojiye göre “Nisan” Latinceden gelen aperire (açmak) anlamına gelmektedir. Ağaçların çiçek açtığı mevsimi belirten, ilkbaharın başlangıcı sayılan aydır Nisan. Zaman ne de çabuk geçiyor, kahverengi dallardan pembeli beyazlı çiçekler açmaya başlıyor. Sadece ağaçlar mı, elbette değil. Yer üstünde ve yer altında doğmayı bekleyen nice tohumlar baharı bekliyor. Onlardan biri de şüphesiz ilkbaharın gözdesi olan, bir devre adını dahi vermiş, şarkılara türkülere konu olmuş çeşitli renklere sahip soğanlı bitkimiz Lale (Tulipa).

Fotoğraf: triplisher

Lale (Tulipa)

Lale, soğanlı bitkilerin en dikkat çekici olanıdır. Peyzaj için yaklaşık 4 bin tür geliştirilmiştir. Geliştirilen bu türlerin çiçek açma zamanları da farklılık göstermektedir. Çiçek yapılarında farklılık gösteren türleri de vardır. Çok çeşitli renk ve boy seçeneği vardır. 15-20 cm’e kadar boyda olanları gözlemlenir. Sonbaharda dikilen soğanlar kış bitiminden başlamak üzere değişik zamanlarda açmaya başlar.

Fotoğraf: Alisa AntonUnsplash

Kimi erken bahar, kimi orta bahar, kimi ise yaz başıdır. Biz Lale’yi bahar müjdecisi olarak biliriz, park ve bahçe çalışmalarında en çok kullanılan soğanlı bitkilerdendir. Mart başında yaprakları çıkmaya başlar yaprakları yeşil renkte ve şerit biçimindedir.

Park ve bahçelerimizde bahar başı-ortası-sonu rengarenk olurlar. İyi drene edilmiş zengin toprakta daha iyi gelişirler. Nem sevmezler, toprak kurudukça sulamak gerekir, yani sulama sistemleri laleler için hiç uygun değildir.

Lale; aşırı soğuk, sıcak ve rüzgar sevmez, tam aydınlık ortam sever. Çiçeği geçen soğanlar uygun koşullarda saklanırsa bir sonraki yılda tekrar çiçek açarak bahçelerimizde yerini alabilir. Aynı zamanda lale; çokça tercih edilen ve rağbet gören kesme çiçek grubunda yer almaktadır. Park ve bahçelerde ki ihtişamı bir o kadar naif görünüşüyle eksiksiz vazolarda da ilgiyi üzerine çekmektedir.

Bir döneme ismini veren bitki; “Lale Devri”

Osmanlı kroniklerinde Lâle Devri adı altında bir dönem tanımlaması mevcut değildir. 1718’de Avusturya ve müttefiki Venedik’le imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ardından başlayan uzun barış döneminde başta Haliç ve Boğaziçi olmak üzere iptilâ derecesine varan bir yaygınlıkta lâle yetiştirildiğinden, ilk defa Yahya Kemal Beyatlı bu devir için Lâle Devri tabirini kullanmıştır.

Mevsimler ve Bitkiler; Lale
Fotoğraf: wikimedia

Tarihçi Ahmed Refik Altınay tarafından 1913 yılında İkdam gazetesinde tefrika edilen makalenin ve iki yıl sonra basılan kitabın başlığında kullanılan bu ad Osmanlı tarih literatüründe yaygınlık kazanmış, Osmanlı tarihinin bir zevk, eğlence, barış, yenileşme ve sivil reform döneminin başlangıcı olarak anlaşılmıştır. Sadrazam Damad İbrâhim Paşa, dönemin padişahı III. Ahmed’e daima sükûnet ve neşeli bir ortam hazırlamaya özen göstermiş, bu doğrultuda yapılan eğlence ve şenliklerin sembolü de lâle olmuştur.

Sadece bahçelerin değil pencere pervazlarının da en gözde çiçeği olan lâlenin 839 türü yetiştirilmiş, yeni türlerin üretimi için yarışmalar düzenlenmiştir. Lâle soğanlarının fiyatı çok artınca hükümet spekülasyonları önlemek amacıyla lâle fiyatlarına narh koymak zorunda kalmıştır. Çok ilgi çeken lâlenin yetiştirilmesindeki bilgi ve becerisinden dolayı İstanbul kadısı Kethüdâzâde Mehmed Efendi’ye Lâlezârî unvanı verilmiştir.

Mehmed Efendi Risâle-i Lâle el-Müsemmâ bi-Mîzâni’l-ezhâr adlı bir eser kaleme almıştır. İyi bir lâlenin nasıl yetiştirileceğini anlatan risâlede bir lâlede bulunması gereken yirmi kadar vasıf sayılmakta, lâlenin ekiminin nasıl yapılacağı ve toprağının sahip olması gereken nitelikler kaydedilmektedir. Eserin çeşitli yazma nüshaları mevcuttur. Çiçekçilik bu dönemde gelişmiş, bir meslek haline gelmiş ve bu alanda “şükûfenâme” adı altında kitaplar yazılmıştır. ( TDV İslâm Ansiklopedisi )

Lale; sanatta ve edebiyatta

Mevsimler ve Bitkiler; Lale
Ters Lale – wikipedia

Lale, asırlar boyunca Türk Sanatı’nda önemli bir yer tutmuştur. Selçuklular zamanından başlayarak Anadolu Türk Sanatı’nın önemli bir figürü olmuştur. Bugün başta İstanbul olmak üzere pek çok anıtsal bina ve sanat eseri lale figürleriyle süslüdür. Bu eserlere örnek verecek olursak; Topkapı Sarayı’nda III. Ahmet zamanı yapılan Yemiş Odası’nın duvarları, özellikle 16. yüzyıl dönemine tarihlenen pek çok camiyi süsleyen çiniler, kalem işleri, cam eserler ve tezhipler lale figürü ile bezenmiş sanatsal değerlerimizdir.

İstanbul Rüstem Paşa Camii, Üsküdar Atik Valide Camii, Sokullu Camii lale motifli çinilerle bezelidir. Yine İstanbul’da başta Tophane olmak üzere, 18. yy başında yapılan meydan çeşmelerinde de lale motiflerine rastlanır. Lale, ebru sanatında da her zaman sevilen bir çiçek olmuştur. Minyatür de lalenin sıklıkla karşımıza çıktığı bir güzel sanat dalıdır. Levni’nin pek çok eseri laleleri göstermektedir.

Halı ve kilimlerde, cami, mescit, türbe, medrese, sebil ve okul gibi yapıların duvarlarına, her renkten lâle işlenmiştir. Özellikle Süleymaniye Camisinde bulunan Mimar Sinan’ın ters lâlesi bir aykırılığın simgesi olmuştur.

Lâle Türk edebiyatında özellikle şiirde çok önemli bir yere sahiptir. Lâle klasik Türk şiirine 15. yüzyılda iyiden iyiye yerleşmiştir. Renginden dolayı, kan, mum, şarap, yara gibi unsurlara, şeklinden dolayı kadehe benzetilmiştir.

Şiirlerinde lale’yi konu alan Karacaoğlan, Gevheri, Yahya Kemal Beyatlı’nın yanı sıra Nedîm, devriyle özdeşleşen bir şair olarak bilinir. Aynı muhitte yaşayan ve dönemin havasını onunla birlikte teneffüs eden pek çok şair olmasına rağmen Lâle Devri’nin ruhunu onun kadar eserine yansıtan olmamıştır. Nedîm, Osmanlı kültür ve sanat hayatında Lâle Devri’nde gerçekleştirilmeye çalışılan hamleye şiirleriyle ayrı bir değer katmıştır. Onun şiirlerinde Türkçe’nin güzelliği, Osmanlı zevk ve yaşama üslûbunun nahif çizgileri görülmektedir.

Lale; sadece park ve bahçelerde yahut vazoda kesme çiçek olarak kullandığımız süs bitkisi özelliği ile kalmamış sanatta, edebiyatta, şarkılarda, tasavvufta kendine yer bulmuş ve bir devre dahi ismini vermiş geniş yelpazesi olan bir unsur haline gelmiştir. Şiiriyle, sanatıyla, şarkısıyla, tasavvufuyla, raksıyla laleyi benzersiz bir kültür hazinesine dönüştürmüş olmamıza rağmen onu Avrupa’ya kaptırmak bizim için kanayan bir yara olsa gerek …

Oscar Wilde’nın dediği gibi “Her şeyin ederini bilip, hiçbir şeyin değerini bilmiyoruz.” Bari bizler bundan sonra hem kültür değerlerimizi hem de özellikle kendi değerimizi bilelim sevgili okurum.

Sağlıcakla ve Sevgiyle kal…

Hanım Çakır

Hanım Çakır, 1993 yılında Karabük’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 2011‘de Fatih Sultan Mehmet Lisesi’nden mezun oldu. 2013 - 2015’te İstanbul Aydın Üniversitesi MYO’da Peyzaj ve Süsbitkileri Programını bitirdi. 2017 - 2020 yıllarında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünü bitirdi. Hayata bakış açısı “İnsan kendine yenilmez ise başka kimseye yenilmez, inanırsan başarırsın“ düsturunda, munis bir beşer.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

9 Responses

  1. Zelfure dedi ki:

    💐💐💐💐💐💐💐💐💐💐💐💐💐🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

  2. Meyasin dedi ki:

    Harika bir çalışma olmuş, hem de tam lale mevsiminde. Ellerinize sağlık. Keyifle okudum.

  3. Emine dedi ki:

    Çok güzel bir anlatım olmuş canım emeğine sağlık🌷💜

  4. Betül dedi ki:

    Yazınızı yeni okuyabildim bu kadar etraflıca hicbir zaman lale hakkında bilgi sahibi olmamıstım..kaleminize sağlık öyle akıcı ve ilgi cekici olmuş ki nasıl basĺayıp bitirdiğimi anlayamadım…sonsuz sevgiler

  5. Selim dedi ki:

    Lale hakkında bu kadar akıcı bir yazı okuyacağımı hiç sanmazdim. Senin adına çalışkan ilk ve orta okul arkadaşım olduğun için seviniyorum. Belki de seni aramasaydim bu yazıyı da okuyamazdım. Tekrar bu güzel bilgi için teşekkürler…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir