Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna
Fotoğraf: Macide Yirmibeşoğlu

Türk Edebiyatı’nın en önemli kalemlerinden biri olan Sabahattin Ali (1907-1948), 41 senelik yaşamına öğretmenlik, memurluk, şairlik, yazarlık, tercümanlık meslekleriyle beraber bir çok öykü, şiir ve üç adet roman sığdırmıştır. Kürk Mantolu Madonna, onun en çok okunan eserleri arasında yer alır. Sabahattin Ali, bu eserini her ne kadar novella (uzun öykü) olarak nitelendirse de kaynakların çoğunda üç romanından biri olarak geçmektedir.

Kendi halinde bir adam; Raif Efendi

Kitapta iki anlatıcı karşımıza çıkar. Kitabın ana karakteri olan Raif Efendi, tercüme bürosunda çalışan, kendi halinde, içine kapanık, sessiz bir adamdır. Ana hikaye onun bir dönem yaşadıklarını aktardığı defterden alınmadır. Bu kısımları Raif Efendi’nin dilinden okuruz.

Diğer anlatıcı da Raif Efendi ile aynı yerde çalışan genç bir adamdır. Kendisiyle aynı karakter özelliklerine sahip olduğunu düşündüğü Raif Efendi’yi merak eder. Anlatıcı bize kendi gözlemlerini, fikirlerini ve aynı zamanda iç dünyasını yansıtır.

Raif Efendi’nin yaşı ilerlemiştir ve hasta olduğu için işlerine ara verir. Anlatıcı, onu evinde ziyaret eder ve aralarında bir bağ oluşur. Raif Efendi’nin hastalığı ilerlediğinde tüm eşyalarını ona götüren anlatıcının dikkatini bir defter çeker. İhtiyar adam, onu yakmasını istese de anlatıcı o defteri okur ve bizimle paylaşır.

Almanya macerası ve Maria Puder

Kürk Mantolu Madonna
Fotoğraf: Macide Yirmibeşoğlu

Raif Efendi, gençliğinde sabunculuk öğrenmek için Almanya’ya gider. Bir sergide dolaşırken gördüğü tablodaki kadına hayran olur. O tablo, Maria Puder adlı bir kadının otoportresidir. Raif bir sergide Maria ile tanışma fırsatını bulur ve ona çok bağlanır, onsuz yaşayamayacağına inanır. Maria rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında onunla ilgilenir ve tam ilişkileri rayına oturmak üzereyken memleketten gelen ve babasının öldüğünü söyleyen bir telgraf alır. İşlerini düzelttikten sonra Maria Puder’i de memlekete getireceğinin sözünü verip Almanya’dan ayrılır.

Sonrası? Okuyanlar sonrasında neler olduğunu gayet iyi bilirler, okumayanlar içinse bundan sonrasını anlatmayalım.

Sabahattin Ali ve Raif Efendi

Asıl soyadı Şenyuva olan Sabahattin Ali, bu soyadın ailesini yansıtmadığını düşünüp, babasının adı olan Ali’yi soyadı olarak kullanmak üzere başvuruda bulunur. Ali’nin bir isim olduğu ve soyadı olarak kullanılamayacağı cevabını aldıktan sonra Alı olarak soyadını yazdırır. Yıllar içinde Sabahattin Ali olarak tanınır ve bilinir.

Sabahattin Ali 1928-1930 yılları arasında Berlin’de öğrenci olarak bulunur. Raif Efendi’nin de Almanya’da bulunması yazarın öğrencilik yıllarından esinlenerek bu eseri yazdığı yorumlarına sebep olmuştur. Ayrıca her ikisinin de kendi iç dünyasında yaşamayı tercih eden kişiler olmaları ve kitaplara olan bağlılıkları da benzer özellikleridir.

Raif Efendi hüzünlü bir hayat yaşarken Sabahatin Ali’nin de mücadele içinde geçen hüzünlü bir hayatı olmuştur. Tek bir farkla; Raif Efendi yaşını başını alıp hastalıktan ötürü ölüme giderken, Sabahattin Ali henüz 41 yaşında öldürülerek hayata veda etmiştir.

(Sabahattin Ali’nin yaşamına dair detaylar için Osman Balcıgil- Yeşil Mürekkep kitabını okuyabilirsiniz.)

Uçlarda gezen Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna’yı 1943 yılında askerdeyken yazar. Hikaye ilk olarak Hakikat Gazetesi’nde 48 bölüm halinde yayımlanır. Bir çadırda günü gününe yazıp hikayeyi gazeteye yetiştirmeye çalışır. O dönem de ilgi gören hikaye, yazarının siyasi görüşüyle uzunca bir süre okunması yasak olan eserlerden biri olur.

Geçmişin tehlikeli yayınlarından biri olsa da günümüzde çok okunanlar arasında yer alan Kürk Mantolu Madonna, bir dönem sosyal medyada fotoğrafların da vazgeçilmez parçalarından biri olmuştur. Hatta içeriğinde nasıl bir hikaye olduğunu bilmekten uzak bir takım kişiler kitapta bahsedilen Madonna’nın Amerikalı şarkıcı Madonna olduğunu zannederek televizyon programlarında trajikomik cümlelere imza atmışlardır.

Konusuyla, hikayesiyle, anlatımıyla Türk Edebiyatı’nın mihenk taşlarından olan Kürk Mantolu Madonna’da Sabahattin Ali’nin diline de hayran olmamak mümkün değil. Vurucu, nahif cümleleri ve Türkçeyi kullanmasıyla zihinlerde ve ruhlarda güzel bir iz bıraktığı da aşikar.

160 sayfalık bu kısa ve önemli eseri okumanızı, daha önce okuduysanız da unuttukça tekrar dönmenizi tavsiye ederim.

Sitedeki diğer film ve kitap incelemelerime buradan ulaşabilirsiniz.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir