İngilizce nasıl öğrenilir?

İngilizceye ya da herhangi bir yabancı dile hakim olmanın ne kadar önemli olduğunu artık hepimiz biliyoruz.

İngilizce nasıl öğrenilir?
Fotoğraf: Organik İngilizce

Özellikle çocuklarımız öğrensin diye bir çok imkanı seferber ediyoruz. Peki bu kadar üstüne düşmenin ve gayret etmenin olumlu neticelerini görebiliyor muyuz? Maalesef çoğunlukla istediğimiz sonucu elde edemiyoruz çünkü sistemsel olarak bazı hatalar yapıyoruz.

İngilizce nasıl öğrenilir, nasıl öğrenilmez?

Bu konu çok önemli, detaylı ve uzun. İsterseniz çocukları dile maruz bırakmanın dili edinmedeki önemine ve neler yapmalıyız ya da neler yapmamalıyız konularına kısaca değinelim.

Dil bir iletişim aracıdır

Öncelikle İngilizceyi öğrenilecek ya da öğretilecek bir ders olarak görmekten vazgeçmek gerekir. Evet cümlelerimizde ‘dil öğrenmek’ ve ‘dil öğretmek’ kavramlarını kullanırız ama aslına bakarsanız gerçek anlamda dil ne öğrenilir ne de öğretilir. Çünkü dil bir iletişim aracıdır ve öğrenmekten ziyade edinilir, içselleştirilir, hissedilir ve kullanılır.

Şöyle bir örnekle meseleye farklı bir yönden bakalım: Diyelim ki yüzme bilmiyorsunuz ve öğrenmek istiyorsunuz. Yüzmeyi anlatan kitaplar aldınız, okudunuz, videolar izlediniz, olimpiyat ve dünya rekortmeni Michael Phelps’in antremanlarına baktınız, suyun özelliklerini, yüzme esnasında kolunuzun bacağınızın alacağı pozisyonları iyice okudunuz öğrendiniz. Artık her şeye vakıfsınız. Oldu bu iş deyip, girdiniz suya….

Neler oluyor yahu? Ben böyle okumamıştım, dur bacağımı şöyle yapacaktım, kolumu buraya koyacaktım, hani bu su insanı kaldırıyordu?!…

Ne oldu; hani yüzmeye dair her şeyi okuyup öğrenmiştiniz?

Evet yüzme suda öğrenilir, kitaplardan okuyarak, videolardan izleyerek değil.

Kuralları düşünerek konuşamayız

Meseleye İngilizce açısından bakacak olursak, yaptığımız yanlışların en başında çocukları dil bilgisine ve kurallara boğmak geliyor. Özne şuraya gelecek, yüklem buraya gelecek, kelimeler doğru kullanılacak, kurallar yazılıp ezberlenecek gibi bir sürü teraneyle uğraşıp duruyoruz. Dil bilgisine dair her şeyi okutuyor, öğretiyor ve bilmelerini sağlıyoruz ama çocuklarımız konuşma durumunda kaldıkları ilk anda tek kelime edemiyorlar.

Aynı yüzme örneğinde olduğu gibi ‘özneyi nereye koyacaktım, bu kelimeyi burada böyle mi kullanacaktım, öyle miydi böyle miydi…’ derken iletişim adına ilerleyemiyoruz.

Sonra da “anlamıyorum, yok aslında anlıyorum ama konuşamıyorum”, “ben bu İngilizceyi beceremiyorum”, “İngilizce’den nefret ediyorum”a kadar giden olumsuz duygular silsilesiyle baş etmek zorunda kalıyoruz. Yabancıların bile bilmediği, sorsan anlatamayacağı kuralları çocuklara ezberletiyoruz ama pratikte o dili edinmelerini sağlayacak bilgilerden fersah fersah uzak kalıyoruz.

Yabancı dil de anadil gibi öğrenilir

Uzatmadan kısaca ‘çocuklara yabancı dil eğitimi verilirken ne yapmalı?’ diye soracak olursanız, verebileceğim en kısa ve öz cevap: ‘Anadillerini edinirken ne yapılıyorsa aynen onu yapmalı’ olur. Bir çocuk anadilini konuşmaya nasıl başlar? deyip önce o süreci gözlemlemek ve özümsemek lazım.

Hiç birimiz çocuklarımıza kendi dilimizin dil bilgisi kurallarını öğretmedik, nerede neyi kullanmaları gerektiğini tembihleyip ezberletmedik. Sadece konuştuk. Anlamlı, anlamsız, basit, karışık, doğal derken sadece dili kullandık ve çocukların bolca dile maruz kalmalarını sağladık.

Aynen anne babalarımızın da bize yaptıkları gibi. Belli bir dinleme, kaydetme, depolama zamanından sonra önce işaretlerle, sonra anlaşılmaz ve anlaşılır tek kelimeyle, iki kelimeyle derken yavaş yavaş konuşma evrelerinden geçtik ve çocuklarımız da geçiyorlar, onların çocukları da geçecek.

Çocukları olabildiğince dile maruz bırakmalıyız

Yabancı dil eğitiminde izleyeceğimiz en önemli ve gerçekçi yol çocukları bolca dile maruz bırakmaktır. Dili biliyorsanız siz bol bol konuşmalısınız, mümkün olduğunca, çocuk istediği ve hazır olduğu sürece ne kadar çok konuşursanız o kadar iyi.

Dil bilmiyorsanız bilen birinden destek ve yardım alabilirsiniz. Eğer o da mümkün değilse şarkılardan, videolardan, çizgi filmlerden faydalanabilirsiniz. Kastettiğim çocukları sürekli ekran karşısında tutmak da değil. Oyun oynarken, yemek yerken sadece sesi duymasını da sağlayabilirsiniz.

Karşınıza alarak ‘bak bu kalem, şu araba’ diyerek değil, doğal akışına bırakarak, dile doymasını sağlayarak, ‘bu ne, şu nasıl söylenir?’ gibi test edici cümlelerden kaçınarak, ‘bak gelecekte işine çok yarayacak, öğrenmen lazım’ gibi çocuk için hiç bir anlam ifade etmeyen gelecek kaygısı empozelerinden kaçınarak ve de en önemlisi dile dair önemli duygular besleyip sevmesini sağlayarak bu yola başlayabilirsiniz.

Ezberlenen dil unutulur

Yabancı dil eğitimi sabır gerektiren uzun ve önemli bir süreç. Elbette yapılacak çok şey, geçilecek çok aşama var ama öncelikle kafamızdaki mekanik olgudan, kurallardan, dil bilgisi öğretiminin yeganeliğinden kurtulmamız gerek.

Eğer doğal akışına bırakıp öğretme, ezberletme heveslerimizden vazgeçebilirsek, bolca maruz bırakma ve sevdirme amaçlarını ön sıralara alırsak bu işin de hakkını veririz elbet. Hem böylece ‘dil nankördür’ söylemleri de bırakırız çünkü bu söylemlerin temelinde öğrenme hırsları yatmaktadır.

Edinilen dil son derece sadıktır ama evet öğrenilen dil bilgisi ve ezberlenen kurallar nankördür.

Organik İngilizce

Organik İngilizce, 2016 yılından beri Instagram'da @organik.ingilizce adıyla İngilizce üzerine oyun, etkinlik, kitap ve bilgi paylaşımı yapan bir sayfadır. Ezber ya da çeviri yaptırmadan, doğal olarak bolca dile maruz bırakarak, eğlenceli etkinlikler ve oyunlar ile çocuklara İngilizceyi sevdirmeyi ve kalıcı bir dil edinimini hedefler.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir