Yeşil Şemsiye

Yeşil Şemsiye

Yönetmen koltuğunda Nasser Refaie’nin oturduğu 2014 yapımı Yeşil Şemsiye (özgün adıyla Green Umbrella), 26. Tahran Uluslararası Film Festivalinde özel mansiyon, en iyi çocuk oyuncu ve en iyi yönetmen ödüllerini kazanmış bir İran filmi. Hayatın ve doğanın gerçeklerini diğer İran filmlerinde olduğu gibi izleyiciyi çok detaya boğmadan sunması güzel ama bazı duyguların yüzeysel kaldığını da söylemek gerek.

Hikâyemizin çocuk kahramanı Mehran 10 yaşında. Anne ve babası boşanma kararı aldığı için Mehran ve annesi şehirdeki evi babalarına bırakıp geçici bir süreyle köydeki büyük annesinin evine giderler. Mehran babasını ve yaşadığı ortamı bırakıp köye gitmeye pek istekli değildir çünkü köyde arkadaşı olmadığı için canı sıkılmaktadır ama yapacak bir şey yoktur. İstese de istemese de mecburen annesiyle birlikte köye gider.

Köyde babasının çocukluk arkadaşı avcı Qader’in oğlu Aslan ile tanışır, ilk başta birbirlerine tedirgin yaklaşsalar da aralarında bir dostluk oluşmaya başlar. Şehirde yaşamaya alışan Mehran için köye ait bazı detaylar ilginçtir. Tavuklardan, böceklerden, kuşlardan korkar. Nehirde balıkları görünce çok heyecanlanır mesela, yeni arkadaşı bu heyecana pek anlam veremez. Nehirde balık olur zaten, bunda heyecan yapacak ne vardır ki…

Yeşil Şemsiye

Mehran’ın babası köye bazı günler ziyarete gelir ama her gelişinde annesiyle tartışma yaşarlar. Mehran da bu tartışmalardan usanır. Babasına daha düşkündür ama annesiyle kalmak durumundadır. Annesinin de çok anlayışlı ve sevecen olduğu söylenemez. Bu ruhsal sıkıntılar içinde bir gün hiç beklenmedik bir şey olur. Doğada yaşamaya bu kadar uzak ve aynı zamanda tedirgin bir çocukken Mehran kendini bir anda tehlikeli bir ormanın ortasında yapayalnız buluverir. Tavuklardan korkarken yırtıcı kuşlarla; böceklerden kaçarken yılanlarla, ayılarla muhatap olmak zorunda kalır. Olaylar buraya nasıl gelir, sonrasında neler yaşanır? Onu da filmi izleyecek olanlara bırakalım.

Filmi izlerken aklıma küçükken köye gittiğimiz zamanlar geldi. Anneannemlerin ve babaannemlerin yaşadığı köyümüze her tatilde giderdik. Bizim de alışkın olmadığımız durumlarda verdiğimiz tepkiler olurdu. Köy ekmeğini beğenmezdik, böcek gördük mü çığlığı basardık, yerde yatmak istemezdik, tarla işlerini beceremezdik… Bizim bu çıtkırıldım hallerimiz akraba çocukları arasında dalga konusu olurdu. İçten içe gülerler, bizi inekle, böcekle korkutmaya kalkarlardı. Alışkın değildik, büyüdük hala alışamadık ama şehir yaşantısından da öyle bıktık ki köyde yaşamaya dair hayaller kurar olduk.

Yeşil Şemsiye sadece kırsal yaşamı anlatmıyor tabii. Anne-babası ayrılan çocukların arada kalmışlıklarını, aile bağlarının önemini, hayvan sevgisini, kaçak avcıların doğaya verdikleri zararları ve dört ayaklıdan değil iki ayaklıdan korkacaksın sözünün gerçekliğini de satır aralarında hatırlatıyor.

Film 13 yaş üstü olarak sertifikalandırılmış. Fiziki olarak bir kaç kanlı tuzak sahnesi dışında kötü görüntü yok ama duygusal açıdan çocukları etkileyebileceği düşünülmüş. Bu detayı da göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.

İyi seyirler!

Sitedeki diğer film ve kitap incelemelerime buradan ulaşabilirsiniz.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir