Genie Vakası ve Dil Edinimi

Genie Vakası ve Dil Edinimi
Fotoğraf: Tadeusz LakotaUnsplash

Bugün size çok ibretlik ve acı dolu bir hikayeden bahsedeceğim. Pek çok kişi bilmese de literatüre ‘Genie Vakası’ olarak geçen psikologların, fizyoterapistlerin ve dil bilimcilerin üzerinde çokça çalışma yaptığı bir hikaye… On sekiz aylıkken (kimi kaynaklara göre on aylık) babası tarafından altında lazımlığı olan bir sandalyeye bağlanarak bodruma kapatılan ve hayatın her alanından izole edilen Genie Wiley...

Genie ve ailesi

Genie Wiley (gerçek adı hiç bir zaman kullanılmadı, hep bu takma isimle anıldı) Kaliforniyalı bir ailenin kızı olarak 1957 yılında doğdu. 2. Dünya Savaşı’nda uçak tamircisi olarak çalışan bir baba ve görme yetisi çok az olan bir anneye sahipti. Genie ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk iki kardeşi bebekken hayatlarını kaybettiler, kendisinden önce dünyaya gelen abisini büyük annesi yanına aldı. Çocuk sesinden nefret eden babası, eşine şiddet uygulayan, psikolojisi bozuk bir adamdı ve bu ruhsal dengesizlikleri içinde zihinsel engelli olduğuna inandığı (aslında değildi) Genie’yi evlerinin bodrumuna hapsetti.

Karanlık yıllar

Genie Vakası ve Dil Edinimi
Fotoğraf: Pixabay – Pexels

Genie, babası tarafından bodruma kapatıldığında 18 aylıktı (Kimilerine göre 10 aylık). Karanlık, penceresi olmayan bir odada, altında lazımlığı olan bir sandalyeye bağlandı. Ses çıkardıkça, ağladıkça dövüldü, günde üç kere yemeği verildi ama hiç bir şekilde kendisiyle iletişim kurulmadı. Annesinin de onunla konuşması yasaklanmıştı, aksi takdirde o da dayak yiyordu. Bu kadar nefretle gözü dönmüş bir baba eşinin de dışarı çıkmasına izin vermiyodu. Komşuları Genie’yi hiç görmemişlerdi, çiftin tek çocuklarının Genie’nin abisi olduğunu sanıyorlardı.

13 yaşında bir bebek!

Genie Vakası ve Dil Edinimi
Fotoğraf: By UCLA Library,
Department of
Special Collections,
wikipedia.

Karı-kocanın ciddi olarak kavga ettiği bir gün annesi Genie’yi alarak sosyal yardım başvurusuna gitti. Başvuru işlemlerini yapan memur, Genie’nin durumunda bir gariplik olduğunu sezdi ve polisle iletişime geçti. Görevli, küçük kızın 6 yaşında otizmli bir çocuk olduğunu düşünmüştü ama o sırada Genie 13 yaşındaydı. Evet yanlış okumadınız; tam 13 yaşında! Yani babası tarafından bağlandığı o sandalyede ve karanlık odada tam 13 yaşına kadar kalmıştı. Altı hâlâ bezliydi, 26 kiloydu, konuşamıyordu, ayakta duramıyordu, seslerden ve insanlardan korkuyordu.

Bilim insanlarının ilgisi

Olayın ortaya çıkmasından bir süre sonra babası ‘Asla anlayamayacaklar!’ notunu bırakarak intihar etti, Genie koruma altına alındı ve tedavi süreci başladı. Tedavi süreciyle beraber bir çok araştırmacının da ilgi alanına girdi. Başta psikologlar ve dil bilimciler olmak üzere bilim insanları onu yakından gözlemlemeye ve ondaki gelişmeleri kayıt altına almaya başladılar. Genie tedavilerle beraber ilerleme kaydetti ama asla normal sınırlar içinde yer alamadı. Yürümesi, konuşması, iletişimi hep eksik kaldı.

Olayın psikolojik ve fizyolojik kısımlarını bu alanların uzmanlarına bırakarak ben dil edinimi kısmına odaklanmak istiyorum. Genie Vakası, biz dil bilimcilere çok önemli iki unsuru bir kere daha göstermiştir. Birincisi, dil ediniminde kritik dönem; ikincisi ise dile maruz bırakılma.

Dil ediniminde kritik dönem

Kritik dönem, çocuğun dili edinebileceği yaş aralığını ifade eder. Hep 0-6 yaş arası dönemin çok önemli olduğunu söyleriz ama aslında ergenliğe kadar yani 12-13 yaşına kadar dili üst seviyede edinmek mümkündür (Eğitim seviyesi, maruz kalma sıklığı gibi etkenlerden bağımsız olarak). Genie, polis tarafından bulunduğunda kritik dönem sınırında bulunuyordu. Dolayısıyla ne kadar üstüne eğilseler de, en iyi tedavileri uygulasalar da asla normal bir insanın konuştuğu gibi konuşamadı. Yapısal olarak düzgün cümleler kuramadığı gibi aksanını da geliştiremedi.

Dile maruz kalmak

Genie Vakası’nın bize anlattığı bir diğer husus ise çevresel faktörler ve dile maruz kalmadır. Genie ile 13 yaşına kadar hiç sözel iletişim kurulmamıştı. Hiçbir sözel girdiye maruz kalmamıştı. Ünlü dil bilimci Noam Chomsky’nin sözünü ettiği LAD (Language Acquisition Device), yani beyinde doğuştan var olan içgüdüsel dil edinim cihazı, tek başına yeterli olmamıştı. Bu da bize şunu anlatıyordu: Bir birey genetik olarak dile ne kadar yatkın doğarsa doğsun, ne kadar beyninde doğal dil edinim cihazı olursa olsun yine de dış uyaranlar olmadığında, dili duymadığında ve maruz bırakılmadığında o dili edinemiyordu.

Bunu destekleyen bir diğer sonuç da Genie’nin sadece kendi ismine ve ‘Stop it!’ ve ‘No more!’gibi bazı kalıplara tepki verdiği idi. Muhtemelen beslenmek üzere gelindiğinde sadece bu kelimeleri duymuştu.

Peki sonra ne oldu?

Genie tüm dünyanın ilgisi altında yıllarca araştırma konusu oldu, daha sonra popülerliği azalınca devlet desteğini üzerinden çekti. Annesi ise ‘Bizi artık rahat bırakın’ diyerek daha fazla araştırma ve inceleme yapılmasına engel oldu. Bu süreçte Genie, farklı bakımevlerinde kaldı ve ne yazıktır ki kaldığı bir bakımevinde tekrar fiziksel şiddete maruz kaldı. Bunun neticesinde çocukluk travması geri geldi ve insanlarla iletişimi kesti. Yakınlarının eziyet görsün diye adeta sözleştikleri Genie şu anda hâlâ hayatta ve Kaliforniya’da bir huzur evinde çok az kişiyle iletişim kurarak hayatını sürdürüyor.

Yabancı dil edinimi hakkındaki diğer yazılarıma ve sayfama ulaşıp farklı konularda bilgi sahibi olabilirsiniz.

Organik İngilizce

Organik İngilizce, 2016 yılından beri Instagram'da @organik.ingilizce adıyla İngilizce üzerine oyun, etkinlik, kitap ve bilgi paylaşımı yapan bir sayfadır. Ezber ya da çeviri yaptırmadan, doğal olarak bolca dile maruz bırakarak, eğlenceli etkinlikler ve oyunlar ile çocuklara İngilizceyi sevdirmeyi ve kalıcı bir dil edinimini hedefler.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir