Annemin Ardından; Bir Bahar Sabahı..

Annemin Ardından, Bir Bahar Sabahı
Fotoğraf: Debby HudsonUnsplash

Covid-19 sürecinde yakınlarını kaybedenlere ithafen…

Anneme hasretle…

Bir bahar sabahı kar yağdı. Senin rahatsızlanmana üzüldü toprak, sana üzüldü doğa, sana üzüldü kuşlar, sana üzüldü yüzlerce kişi. Seni tanımayan insanlar da üzüldü anne. Bizi tanıyan herkes üzüldü, herkes dua etti.

Hastaneye yattığın gün biliyordum anne bu diyardan göçüp gideceğini. Duyunca dünyam başıma yıkıldı. Yere göğe sığamadım. Tutulursa bırakmaz, annemin bu dünyada gözü yok onun yüzü ukbaya dönük dedim. Bu dünyaya hiçbir zaman alışamamıştın ki sen. Kiri pası sana ağır geliyordu, yoruyordu seni. İnsanların kötülüklerine anlam veremiyordun çünkü senin başka dertlerin vardı.

Babam ve senin yaşlarınızı hesaplamaya hep korkardım. Kabullenemezdim yaşınızın ilerlediğini, bu gerçekle yüzleşmeyi hiçbir zaman istememiştim ki ben. Bugün yaşını hesapladım anne. Sonra bir de kendi yaşıma baktım. Benim yaşımda beni dünyaya getirmişsin. Bu yaşların toyluğuna rağmen ne de güzel bakmışsın bize. Nasıl da büyütmüşsün.

Anne bir evin çatısıymış anne. O günden sonra üstümüz açık kaldı. Yel esti üstümüzden, yağmur yağdı, dolu yağdı, kar yağdı… Üşüdük anne. En çok da içimiz üşüdü. Senin hastaneye yattığını duyunca kalbimizin odalarının kapıları açıldı daha da kapanmadı. Kalbin üşümesi hiçbir şeye benzemiyormuş, bir tarifi yokmuş.

En masumumuz gitti anne. En safımız, en durumuz, en merhametlimiz… Dövene elsizimiz, sövene dilsizimiz gitti. Rabbim yanına en temizimizi çağırdı. Gittiğin o gece büyüdük. Çocukların büyüdü artık. Kaç yaş büyüdük bilmiyorum ama ruhumuz olgunlaştı. Ruhumuz diz çöktü kalkamadı yerinden. Bizim büyümemizle beraber evimiz küçüldü. Sığamadık evimize, dar geldi tüm odalar. Ne bedenimiz sığdı ne ruhumuz… Eğreti oturduk evde kaç zaman.

İnsanların ağızlarından çıkarken kırılan Allah rahmet eylesin sözleri yüreğime saplandı. Her biri kalbimin bir noktasını deldi. Tam saplanacak yer kalmadı artık dediğimde o söz bir şekilde gelip yüreğimi yeniden yaralamayı başardı.

Ömür boyu hastalıkla savaştın annem hiçbir zaman bir ah etmedin. Yoğun bakıma alındığın gün bile iyiyim dedin. Hikâye etmek dahi şikâyet etmektir derler ya, hikâye bile etmedin. Seni tanıyanlar ne sakin kadındı, ağzı var dili yoktu, kimseye kaşını kaldırmadı, kimseyi kırmadı dediler. Bırak insanı eşyaya bile hürmetin vardı. Yürürken yeri bile incitmezdin. Hani nasıl yaşarsan öyle vefat edermişsin ya. Bu dünyada kimseye yük olmadın giderken de olmadın. Sakince yaşadın sessizce göçüp gittin. Her şeye rağmen bu dünyada olana razıydın, teslimiyetle de gittin.

Hani her zaman gittiğin doktorun vardı ya. Onu ziyaret ettik senin gidişinin ardından. Çok üzüldü, o da ağladı anne. Beni bir ablan gibi gör, neye ihtiyacın olursa ben hep buradayım dedi. Meğer ne çok sevenin varmış.

Gerçek sabır musibetin ilk geldiği anda gösterilen sabırmış, sabretmeye çalıştım. İlk karşılaşmada kaybetmek istemedim imtihanımı. Bu zamana kadar bir sürü yokluk gördüm, idrak ettim ve kabullendim. Ama bu farklı bir yokluk. Var ama yok. Yok ama bu ne büyük bir yokluk. O yokluğu dünyadaki bütün anneler birleşse dolduramaz. Ne desem eksik kalıyor bu yok kelimesi için, tarif edemiyorum. Yok kelimesi zihnime vuruyor cevap bulamadan yayılıyor gidiyor evrene. Yoktan anlamaz mısın sen diye sorarlar ya hani, ben bu yoktan anlamıyorum sanırım. Herkes aradı sordu. Arayanların arasında annelerini kaybedenler de vardı. Fark ettim ki kaç yaşında olursan ol anne ihtiyacı hiç bitmiyormuş. Arayanlar bir şeye ihtiyacın olursa ara mutlaka dedi. Anneme ihtiyacım var sözü kaç kere dilimin ucuna geldi de diyemedim.

İyinin iyisi olduğu gibi derdin de derdi varmış. Ben kendimi dert çeker sanmışım bu dertten önce. Belki de önceki dertlerim beni bu derde hazırladı. Belki bu hazırlık isyan etmememi sağladı.

Şu kırk gün kırk kat matruşkanın içindeydim anne. Her gün birinden çıkacağımı düşündüm. Her gün içlerinden çıkmaya çalıştım. Kırkının da içinden çıkamadım, sıkıştım kaldım. Kırk olgunlaşmaydı, kemâle ermeye bir nefes daha yaklaşmaktı, boynunu eğen bir başaktı. Bu kırkı olgunlaşmaya bir vesile olarak anlamlandırdım. Ağlayarak, duraklayarak, bazen zar zor nefes alarak Yasin suresini okudum kırkına kadar. Ve ileyhi türceun derken her seferinde sesim dalgalandı. Hepiniz O’na döndürüleceksiniz diyordu ya anne, teselli ediyordu bir ayet beni. Hepimizin son durağı orasıymış meğer.

Geçen gün hatıra olsun diye kazağını kenara ayırdım yanıma aldım. Sonra kazağa baktım seni düşündüm. Acaba bu kazağı giydiği günler neler hissettin, neler yaşadın. Belki de birimizi dünyaya getirdiğin zamanlarda giydiğin bir kazaktı. Yüzüklerini ablam ve ben aldık anne. Otuz yıldır parmaklarında duran gözün gibi baktığın yüzüklerini… Bize seni hatırlatsın istedik. 

Eğer bu sözleri yazmasaydım anne bütün bunlar boğazımda yumru, gözümde yaş ve sırtımda bir kambur olarak ben ölene kadar benimle kalacaktı. Nefes almamı ve konuşmamı zorlaştıracaktı. Konuşmaya çalıştığımda her kelimem o yumruya takılacaktı anne. İfade etmediğim bu sözler beni dipsiz kuyuya hapsedecekti. Kara bir bulut gibi üstüme çökecekti. Bunu sen de istemezdin biliyorum.

Kimileri sözün bittiği yer dedi anne, belki de sözün başladığı yer. Söylenecek çok söz de olabilir ama hepsinin özeti, özlüyoruz seni nur yüzlüm. Rabbim senin kollarının altında cennetinde kavuştursun bizi.

Diğer yazılarıma bu linkten ulaşabilirsiniz.

Hatice Kübra Durlanık

Hatice Kübra DURLANIK. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde 2015 yılında tamamladı. Yüksek lisans eğitimini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Aile Danışmanlığı alanında tamamladı ve 2019 yılında tezini teslim etti. Bireysel psikolojik danışma ve aile danışmanlığı alanlarında çalışmaları bulunmaktadır.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

2 Responses

  1. Zennure dedi ki:

    Hayatım boyunca tanımadığım halde vefatına bu kadar çok üzüldüğüm ilk ve sanırım tek insan olarak kalacak anneniz hocam annenizi tanımıyordum evet ama sizi tanımak en başından beri beni çok mutlu etmişti bende ve kızımda kısa sürede o kadar çok emeğiniz vardı ki siz gerçekten tanıdığım insanlardan çok ama çok farklı üstün özelliklere sahipdiniz sevgi gibi merhamet gibi yumuşak huyluluğun en yumuşaklığı gibi sesinizdeki o sıcaklık merhamet en ufak hüznümde sizde bunun yansımasını görmek ve annenizin vefatından sonra bile her güzel yönüyle siz olmanız gerçekten inanılmaz bir duyguydu benim için sizi her an hep taktir ettim böyle bir insanın annesi nasıl sevilmezdi ki tanımadan sevdim evet bende annenizi çok sevdim çünkü siz o kadar güzel parlak bir şekilde yansıyordunuzki bu dünyaya bu ancak annenizin eseri olmalıydı hatta sizinle daha ilk bir iki konuştuktan sonra Hacı Bayram Veli türbesine ziyarete gittiğimde orada size annenize babanıza hatta varsa ki vardır diye kardeşlerize kendim için edercesine içten dualar etmek geldi aklıma ve ettim hatta sonra size bunu haber verdim biliyordum çok mutlu olacağınızı biliyor musun hocam ben anneniz vefat ettiği günden beri bunu size söylediğim için mahcup gibi hissediyorum kendimi hepiniz için hayırlı sağlıklı uzun mutlu ömürler dilemiştim kendimi hep teselli şöyle ettim Rabbim annenizi hepimizden çok sevdi bana göre bunun tek açıklaması buydu üstelik ben annenizin hiç bir özelliğini bilmezken bunları düşünüp bu kanıya varmıştım siz bahsedince buna olan inancım dahada arttı sabır dedim kendim için bile sabır dedim tanımadan görmeden dedim çünkü sizin içinizin nasıl yandığını hissedebiliyordum sizin için hep daha çok sabır diledim ve o günü bende kalbime yazmıştım çoktan o tarih benimde acı bir günüm olarak kaldı hafızamda Rabbim sabredenlerle beraberdir hocam siz Rabbimden gelen herşeyi o kadar güzel karşıladınız ki anneniz huzuru mahşerde sizi bekliyor olacak ve bir gün muhakkak kavuşacaksınız hatta Rabbim nasip ederse cennetine bende annenize sarılıp onu bu dünyada tanımadan çok sevdiğimi dünya tatlısı bir kızının olduğunu ve bu sizin eserinizdi bu yüzden sizi çok sevdim demeyi çok isterim ne mutlu size ve ne mutlu öylesine güzel anneye şüphesiz VE İLEYHİ TÜRCEUN🤲

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir