Beklentilerin Muhtemel Sonucu Hayal Kırıklığı

Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı
Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Yaşamımda da sevdiklerime sıklıkla hatırlattığım ve bu meseleye dair görüşümü özetler nitelikte kendimce kullandığım bir söz var. Beklenti dediğin kanser eder adamı.’

Evet belki biraz kabaca bir tabir ama irdelediğimizde neden böyle tasvir ettiğimi ve neden muhtemel sonucunun hayal kırıklığı olduğunu daha iyi açıklayacağımı düşünüyorum.

Bana Neden Selam Vermedi?

Şöyle ki hayatımızın her anında bazen bilinçli olarak bazen de hiç fark etmeksizin neredeyse her şey ve herkesle ilgili birtakım beklentiler içerisine giriyoruz. Alelade bir örnek verecek olursam; karşılaştığımız birinin bize selam vereceğini, günaydın diyeceğini ya da hal hatır soracağını düşünüyoruz. Üstelik bu kulağa oldukça normal geliyor değil mi? Fakat aslında en basit örnek bile bizi bazı zamanlar hayal kırıklığına uğratabiliyor.

Karşılaştığımız kişiden herhangi bir tepki alamadığımızda ‘Acaba neden öyle yaptı?’, ‘Beni bilerek mi görmemezlikten geldi?’, ‘Fark etmeden ona karşı bir hata mı yaptım?’ bunlar gibi birçok ihtimal zihnimizden akmaya başlar. Gerçekleşeceğini düşündüğümüz bir durumun olmaması da beraberinde hayal kırıklığı duygusunu getirir.

Büyük Beklentilerin Büyük Hayal Kırıklığı

Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı
Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Söz konusu bu örneğin belki de her an bir yenisini oluşturduğumuz beklentilerimizden en zararsızı olması da üzücü bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü hayatımızda çok daha büyük beklentilerle çok daha büyük hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Bu beklentiler maddi ve manevi her konuda bazen olaylara bazen de insanlara yönelik olabiliyor. Mesela çocukken başımızın okşanmasını, bize daha güzel oyuncaklar alınmasını, biraz büyüdüğümüzde artık özgür olmayı; biraz daha büyüdüğümüzde anlaşılmayı, sevilmeyi, takdir edilmeyi, anne baba olduğumuzda saygı görmeyi, yaşlandığımızda da gözlerimiz kapıda öylece ziyaret edilmeyi bekliyoruz.

Öğrencilik hayatımızda hep daha yüksek notlar alabilmeyi, iş hayatımızda daha iyi çalışma şartlarına sahip olabilmeyi, ilişkilerimizde daha çok sevilmeyi istiyoruz. Tüm bunlara dair büyük beklentiler içerisine giriyoruz ve muhtemel sonuç hayal kırıklığı oluyor. Peki neden? Çünkü umut etmek yerine beklenti oluşturmayı tercih ediyoruz. Oysa bu oldukça yorucu ve sancılı bir yol. Hayatımız boyunca ve hayatımızın her alanında içinde bulunduğumuz durumdan ya da karşımızdakinden sürekli bir şeyler beklemek ve bunun gerçekleşeceğini düşünüp durmak inanın bana ruhsal açıdan hiç de sağlıklı bir yöntem değil.

Kendimiz Yazıp Kendimiz Yaşıyoruz

Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı
Beklenti. Çizim: Feyza Nur Bolatlı

Çocuğum neden düşük notlar alıyor, eşim neden bana ilgi göstermiyor, arkadaşım doğum günümü kutlamadı, patronum başarılarımı takdir etmedi, bir teşekkür bile etmedi, selam verdim almadı, mesajıma cevap vermedi, aradım açmadı…’

Bütün bunlar küçük, büyük birer beklentidir. Biraz düşündüğünüzde kendi hayatınızda da birçok örnek bulabilirsiniz. Üstelik zihnimizde bu beklentileri yaratırken bunların hiçbirinden muhatabımızın haberi bile yoktur. Asıl yıpratıcı olan da budur ki biz kendimiz yazar kendimiz yaşarız.

Beklenti içine girdiğimiz durum ya da kişiden bağımsız bir şekilde öylece gerçekleşmesini bekler dururuz. Ve işler bizim istediğimiz ve beklediğimiz gibi gitmediğinde de büyük ya da küçük bir yığın hayal kırıklığına uğrarız. Üstelik söz konusu hayal kırıklıkları ufak kırgınlıklar bile olsa ömür boyu yaşadıklarımızı bir araya getirdiğimizde aşılmaz bir dağ gibi karşımızda durur. Öyle ki hayal kırıklığı duygusu tahmin ettiğimizden çok daha yoğun ve yıpratıcıdır.

Umut Etmek..

Peki beklentilerimiz sonucu gerçekleşecek olan bu muhtemel hayal kırıklığı duygusunun içine düşmemek için ne yapmalıyız? Beklenti yerine umut etmeyi tercih ederek başlamak iyi bir adım olacaktır. Bahsi geçen tüm bu örneklerde yaşadıklarımızı birer beklenti haline getirmek yerine umut edin.

Yaşamımızdaki yolların dilediğimiz yönlere çıkacağını umut edin. Hayatımızdaki olayların ve kişilerin bizim isteklerimizden ve beklentilerimizden bağımsız bir yerde durduğunu da kendinize zaman zaman hatırlatın. Her şeyin bizim kontrolümüzde olamayacağını ve hatta yaşadığımız anların birçoğunun kontrolümüz dışında gerçekleştiğini de unutmayın.

Başımıza gelen hayal kırıklıklarını kendimize aslında bizim yaşattığımızı fark edersek bir şeyleri değiştirebiliriz. Hayatımızdaki insanları ve başımıza gelen olayları kendi yarattığımız kalıpların içine koymaya çalıştığımızı görürsek eğer hayal kırıklıklarından da kurtulabiliriz. Bu durumda herkesten ve her şeyden sürekli bir şeyler beklemeyi bırakmalıyız. Hayatı ısrarla kurcalayıp durmaktan da vazgeçmeliyiz. Yaşadığımız her anın bizim istediğimiz şekilde olması ya da hayatımızdaki insanların bizim düşündüğümüz gibi hareket etmesi ne yazık ki mümkün olabilecek bir şey değildir.

İşte tam da bu yüzden kontrolümüzde olmayan her duruma yönelik bütün isteklerimizi, arzularımızı, beklentilerimizi olabildiğince en aza indirmeliyiz. Beklentilerimizi azalttığımız takdirde hayal kırıklıklarımıza da sürekli bir yenisi eklenmeyecektir. Böylece hayat da bizim için bu denli yıpratıcı olmayacaktır.

Dilerseniz diğer yazılarıma bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Şevval Babuccu

Şevval Babuccu, Lisans eğitimini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde tamamladı. Çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde deneme yazıları yazmakta ve Engelsiz Dershane'nin görme yetersizliği olan öğrencilerine gönüllü okutmanlık yapmaktadır.

Şunlar da hoşunuza gidebilir..

3 Responses

  1. Şenay dedi ki:

    Ben senin yazilarinda hep kendimden parcalari aliyorum ve yanlislarimi duzeltmeye calisiyorum yazilarin harika devamini bekliyirum

  2. Beyza dedi ki:

    Her hafta değinilmesi en gereken konulara, kendim bile tasvir edemediğim düşüncelerime öyle güzel kalem oldu ki bu yazılar.

  3. Rümeysa dedi ki:

    Bu yazının her satırında kendimi bulduğumu hissettim. Yaşamda fark etmeden ne kadar çok beklentiye girdiğimi ve uslanmaz bir çocuk gibi hayal kırıklıklarına rağmen beklenti içine girmeye devam ettiğimi fark ettim. Umut etmek ise bu karşılaştırmadan sonra daha bir anlam kazandı. Yine biz insanoğlunun en derinlerinden bir yazı olmuş.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir